Doğan Aydal; Sayın Cumhurbaşkanımız Keşke Trump ile Görüşmeseydi!
Genel Başkan Yardımcısı Doğan Aydal yaptığı açıklamada; "Ziyaret öncesi Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye’de Trump’ın oğlu ile görüşmesi ve sonrasında medyaya yansıyan gelişmeler, Sayın Cumhurbaşkanının elini açık ettiği ve New York’taki toplantıdaki pazarlık gücünü tamamen ortadan kaldırdığı anlaşılmaktadır. Bu olumsuz gelişmede Türk Dışişleri Bakanlığı’nın gerekli önlemleri almadığı anlaşılmaktadır" dedi.
Hiçbir Kazanım Olmamıştır
Gazze ve Suriye’deki SDG ile ilgili ne konuşulduğu bilinmemekle beraber Gazze’de herhangi bir olumlu gelişmenin olmadığı İsrail’in devam eden saldırıları ile ortadadır açıklamasında bulunan Aydal; "Parası yıllarca önce ödenen ve halen ABD’de hangarda bulunan F 35 alımı ile ilgili en küçük bir gelişme olmamıştır. F-16 uçaklarının modernizasyonu ve yedek parça alımı ile ilgili olarak herhangi bir gelişme olmamıştır. Hükümetçe “Milli ve Yerli” olarak tanıtılan KAAN uçaklarının motorunun F-16 motoru olduğu ve pilot fırlatma sistemi ile birlikte ABD lisanslı olduğu, ABD’nin lisansı iptal etmesiyle ortaya çıkmıştır. Geçmişte T 129 ATAK helikopter yapımındaki hata tekrarlanmış, Pakistan ve Endonezya’ya yapacağımız söylenen ihracatlar lafta kalmıştır. S400 sistemlerimiz ile ilgili ne gibi konuşmalar olduğu ise henüz bilinmemektedir" dedi.
ABD’nin tavsiyeleri Türkiye için oluşacak felaketlerin başlangıcıdır
Aydal; "ABD’nin “tavsiye ettik” kelimelerini seçerek ifade ettikleri ama gerçekte her biri ültimatom niteliğinde olan ifadeler de basına yansımıştır. Daha çok yakın zamana kadar petrol tedarikimizi çok farklı ülkelerden alıyorduk. Bazı ülkelerin Türkiye'nin 2015 petrol ithalatı içindeki oranı şöyleydi; Irak %29, Rusya %18, İran %14, Hindistan %8, Suudi Arabistan %6,5, İsrail %4,5, İtalya %4, Yunanistan %3,5. ABD’nin İran ile ilgili tavsiyeleri(!) sonrasında İran’dan alımlarımız (Mayıs 2019) %0,6 seviyesine düşmüştür. Irak, Suriye, İsrail gibi ülkelerde olaşan savaş ortamları tedarik haritamızı tamamen değiştirmiştir. Türkiye Petrol ve doğalgaz ihtiyacının büyük bölümlerini Rusya’dan almaya başlamıştır.
ABD ise Türkiye’nin Rusya’dan Petrol almasını istememektedir. Türkiye Petrol açısından zengin bir ülke değildir ve ihtiyacının yaklaşık %68’ini Rusya’dan almaktadır. Benzer bir durum doğalgaz için de geçerlidir. Türkiye doğalgaz ihtiyacının % 71,73’ünü boru hatlarıyla, %28,27’lik bölümünü ise LNG( sıvılaştırılmış tabii gaz) olarak satın almaktadır. Doğalgaz ithalatımızın %42,27’si Rusya’dan alınmaktadır.
Trump’ın tavsiyelerine(!) uyup Rusya’dan, kıyı komşumuz olması sebebiyle piyasa ortalamasının çok altında, satın aldığımız petrol ve doğalgazın alımını azaltırsak veya sonlandırırsak bu Türkiye ekonomisi için ciddi bir felaket olur. Petrol ve doğalgaz sıkıntısına girecek olan Türkiye’de her türlü malzeme taşımacılıktan askeriye kadar birçok konuda krize girilir. Günlük ihtiyacı 1 milyon 135 bin varil petrol olan Türkiye için Gabar’da çıkartılan günlük 80.000 varil petrol ihtiyacın en fazla %7’si kadardır. Karadeniz’de büyük masraflarla çıkardığımız yıllık yaklaşık 2 milyar metreküplük doğalgaz ise ihtiyacımızın ancak %4’ü kadardır.
ABD ile yapılan anlaşmalardan biri de yirmi yıl süresince (2025-2045) yaklaşık 70 milyar metreküp ABD menşeli LNG alımı anlaşmasıdır. Anlaşılan, ABD menşeli denilerek İsrail doğalgazı Türkiye’ye getirilecektir. Biz, Hükümetin ifade ettiği gibi, gerçekten milyarlarca metreküp doğalgazı Karadeniz’de bulduysak, bu Amerikan menşeli gaz alımına niye ihtiyaç duyulduğu anlaşılamamıştır" dedi.
ABD’nin önemli bir talebi de, Eskişehir Mihalıççık ilçemizdeki Beylikahır bölgesinde (Beylikova)Nadir Toprak Elementleri(Y, Eu, Gd, Tb, Dy, Ho, Er, Tm, Yb, Lu, Sc, La, Ce, Pr, Nd, Pm ve Sm) olarak adlandırılan elementlerin bulunduğu alanın maden ruhsatları olduğunu ifade eden Aydal; "Malatya Hekimhan-Kuluncak Burdur ve Isparta diğer potansiyel alanlarımızdır. Bu elementlerin tabiattaki miktarları az olmasına karşılık kullanıldıkları yerler bakımından çok önemlidirler. Nadir toprak elementlerinin adlarında geçen nadir sıfatı tabiatta bulunma sıklığının azlığından ziyade, cevherlerin işlenerek kullanıma sunumunun zorluğundan kaynaklanmaktadır. La (Lantan), Ce (Seryum), Pr (Praseodim) ve Nd (Neodim) gibi elementleri içeren nikel metal hidrit bataryalar elektrikli araçların enerji sistemlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Nadir toprak elementlerinden üretilen mıknatıslar, özellikle rüzgâr türbinleri ve elektrikli motorlar için çok önemlidir. Bu metaller sadece enerji sektöründe değil; savunma sanayisi için de çok değerlidir. Örneğin, Prometyum, güdümlü füze sistemlerinde kullanılmaktadır. Ayrıca bu elementin taşınabilir X-ışını cihazlarında, uzay sondalarında ve uydularda ek ısı veya enerji kaynağı olarak kullanılması da önemli araştırmalar içindedir. Ayrıca çeşitli katalizörler, alaşımlar, parlatıcılar, seramikler başta olmak üzere birçok yerde kullanılmaktadır. Özet olarak ifade etmek gerekirse, Nadir Toprak elementleri Malzeme üretiminde ağırlıkça kullanım miktarlarının az olmasına karşın malzemeye kazandırdığı üst düzey mekanik, manyetik, elektrik ve optik özellikler sebebiyle çok değerlidirler. Bu sebeple bu madenlerimizin ruhsatları asla verilmemelidir" dedi.
Atina’da İlahiyat Fakültesi açılmalıdır
Heybeliada Ruhban okulunun açılması ile ilgili olarak eleştirilerde bulunan Dğan Aydal; "Heybeliada Ruhban okulunun açılması ile ilgili tavsiyesine de Sayın Cumhurbaşkanımızın olumlu baktığı yönünde haberler mevcuttur. Türkiye’de konuyla ilgili konuşma olacağı ile ilgili beyanatlar vardır. Bu konuda da mütekabiliyet ilkesi aranmalı ve Heybeliada Ruhban okulu illa açılacak ise karşılığında Atina’da İlahiyat Fakültesi açılmalıdır" dedi.
Aydal sözlerinin sonunda; "Bütün bu olumsuz gelişmeleri görünce, bu tavsiyeler her durumda uyacaksak, Trump’ı ziyarete ve lüzumsuz birçok Trump konuşmasını dinlemeye ne gerek vardı diye düşünmeden edemiyor insan" ifadelerini kullandı.