İsmail KARAKAŞ
Köşe Yazarı
İsmail KARAKAŞ
 

Kötülüğün Sınırları ve Adaletin Önemi

Bir insan ne kadar kötü olabilir ki? Dünya tarihinde yapılan kötülüklerin toplamı son yüz yılımızda yaşanıyor. Hatta en kanlı savaşlarda ve olaylarda bile görülmemiş vahşet ve kötülükleri görüyoruz. Öyle ki Avrupa'nın göbeğinde 90'lı yıllarda Bosna-Hersek'te Kosova'da katliamlar gördük. 1948'den beri Filistin’de akan kanın haddi hesabı yok, Gazze’de bugün bebekler katlediliyor. Kötülüklere ses çıkarmayanlar o kötülüklere ortak olur.   İyilik mi? Kötülük mü? İnsanlığın tarihi, iyilik ve kötülüğün keskin çizgileriyle yazılmıştır. Hangi tarafta yer alacağımıza her gün yeniden karar veririz. Ancak kötülüğün sınırlarını zorlayanlar, bireysel bir davranışın ötesine geçerek toplumsal çöküşün habercisi olabilir.   "Bir kötülük, bin iyiliği öldürebilir; bir iyilik, bin kötülüğü yok edebilir."   Günümüzde sokakta, trafikte, iş yerinde ve toplumun her kesiminde kötülüğün boyutlarını gözlemlemek mümkündür. Küçük hileler, adaletsizlikler, zulümler birikip büyük felaketlere dönüşür. Geçmişte helak olan toplumlara bakın; çürüme hep bireyselden başlamış, sonra tüm toplumu sarmıştır.   Kötülüğün Katmanları Bireysel Kötülük İnsan kendini kandırarak kötülüğü normalleştirir. Küçük yalanlar, haksızlıklar, bencillikler büyüyerek kişiliğin bir parçası hâline gelir.   Toplumsal Kötülük Adaletin hiçe sayıldığı, haklının değil güçlünün kazandığı bir düzen oluşur. Bu noktada kötülük, toplumsal bir norm hâline gelir.   Küresel Kötülük Savaşlar, sömürüler, ekonomik adaletsizlikler, milyonların zarar gördüğü politikalar. Kötülüğün en büyük hali, dünyanın huzurunu bozandır.   "Adalet, güçlülerin değil, haklıların yanında olmalıdır."   Helak Olmuş Toplumların Hikâyesi Tarih boyunca adaleti hiçe sayan kavimlerin sonu hep aynı olmuştur. Kur’an ve diğer tarih kaynaklarında kendi hırslarına yenik düşen, masumların hakkını gözetmeyen, iyiliğe kapılarını kapatan toplumların yok oluşuna dair sayısız örnek bulabiliriz. Lut kavmi, Semud halkı, Pompei şehri... Haddi aşan kötülüklerin bedeli ağırdır.   Aynaya Bakınca Ne Görüyorsun? Dünyada iki tür insan kaldı: İyiler ve kötüler. İyilerin azalması, kötülüğün yayılmasına yol açtı. Peki bu düzeni değiştirmek mümkün mü?   "Dünyayı değiştirmek istiyorsan, aynaya bak ve değişimi kendinden başlat." Tolstoy   Her şey, bireysel bir sorgulamayla başlar. Kendi adaletimiz, vicdanımız, ahlakımız ne kadar güçlü? Daha iyi bir dünya için önce kendimizi düzeltmeliyiz. Vicdanımız temizse, dünya da temiz olur.
Ekleme Tarihi: 02 June 2025 - Monday
İsmail KARAKAŞ

Kötülüğün Sınırları ve Adaletin Önemi

Bir insan ne kadar kötü olabilir ki?

Dünya tarihinde yapılan kötülüklerin toplamı son yüz yılımızda yaşanıyor. Hatta en kanlı savaşlarda ve olaylarda bile görülmemiş vahşet ve kötülükleri görüyoruz.

Öyle ki Avrupa'nın göbeğinde 90'lı yıllarda Bosna-Hersek'te Kosova'da katliamlar gördük.

1948'den beri Filistin’de akan kanın haddi hesabı yok, Gazze’de bugün bebekler katlediliyor.

Kötülüklere ses çıkarmayanlar o kötülüklere ortak olur.

 

İyilik mi? Kötülük mü?

İnsanlığın tarihi, iyilik ve kötülüğün keskin çizgileriyle yazılmıştır.

Hangi tarafta yer alacağımıza her gün yeniden karar veririz. Ancak kötülüğün sınırlarını zorlayanlar, bireysel bir davranışın ötesine geçerek toplumsal çöküşün habercisi olabilir.

 

"Bir kötülük, bin iyiliği öldürebilir; bir iyilik, bin kötülüğü yok edebilir."

 

Günümüzde sokakta, trafikte, iş yerinde ve toplumun her kesiminde kötülüğün boyutlarını gözlemlemek mümkündür.

Küçük hileler, adaletsizlikler, zulümler birikip büyük felaketlere dönüşür. Geçmişte helak olan toplumlara bakın; çürüme hep bireyselden başlamış, sonra tüm toplumu sarmıştır.

 

Kötülüğün Katmanları

Bireysel Kötülük

İnsan kendini kandırarak kötülüğü normalleştirir.

Küçük yalanlar, haksızlıklar, bencillikler büyüyerek kişiliğin bir parçası hâline gelir.

 

Toplumsal Kötülük

Adaletin hiçe sayıldığı, haklının değil güçlünün kazandığı bir düzen oluşur.

Bu noktada kötülük, toplumsal bir norm hâline gelir.

 

Küresel Kötülük

Savaşlar, sömürüler, ekonomik adaletsizlikler, milyonların zarar gördüğü politikalar. Kötülüğün en büyük hali, dünyanın huzurunu bozandır.

 

"Adalet, güçlülerin değil, haklıların yanında olmalıdır."

 

Helak Olmuş Toplumların Hikâyesi

Tarih boyunca adaleti hiçe sayan kavimlerin sonu hep aynı olmuştur. Kur’an ve diğer tarih kaynaklarında kendi hırslarına yenik düşen, masumların hakkını gözetmeyen, iyiliğe kapılarını kapatan toplumların yok oluşuna dair sayısız örnek bulabiliriz.

Lut kavmi, Semud halkı, Pompei şehri...

Haddi aşan kötülüklerin bedeli ağırdır.

 

Aynaya Bakınca Ne Görüyorsun?

Dünyada iki tür insan kaldı:

İyiler ve kötüler.

İyilerin azalması, kötülüğün yayılmasına yol açtı.

Peki bu düzeni değiştirmek mümkün mü?

 

"Dünyayı değiştirmek istiyorsan, aynaya bak ve değişimi kendinden başlat."

Tolstoy

 

Her şey, bireysel bir sorgulamayla başlar. Kendi adaletimiz, vicdanımız, ahlakımız ne kadar güçlü?

Daha iyi bir dünya için önce kendimizi düzeltmeliyiz. Vicdanımız temizse, dünya da temiz olur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 24saathaber.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi