BİZİM gündemimiz farklı… Bazı meseleler üzerinde ısrarla duruyoruz.
Eğitim, Kültür, Aile, Gelir Adaleti.
Bunlar öncelikli meselelerimiz…
Şöyle düşünün…
Bir baba çok varlıklı da olsa…
Eğer, kendisinin ve ailesinin manevi eğitimine önem vermemişse sonu hüsrandır.
Kültürel değerlerden yoksun, maneviyattan kopuk çocuklar yetiştirmişse sonu hüsrandır.
Evlâtları arasında ayrım yapmışsa, birine kırk verirken birine ikiyi bile çok görmüşse sonu hüsrandır!
Öyle midir değil midir?
Elbette öyledir.
O halde…
Benim bu konular üzerinde durmam son derece yerindedir.
Devlet Baba’dır.
Babalığını göstermelidir.
Bu konularda üzerine düşeni yapmalıdır.
Evet, birikmiş sıkıntıları bir anda gidermek, her şeyi bir anda halletmek mümkün değildir.
İbadetin makbulü az az ama sürekli olarak yapılanıdır.
Ben Devletimi yönetenlerden, Eğitim, Kültür, Aile, Gelir Adaleti konularında müspet adımlar atmalarını, bugüne kadar yapılan yanlışlardan dönmelerini beklerim.
Bunu beklemek de vatandaş olarak en tabii hakkımdır.
Aile konusu bildiğiniz gibi…
Anadolu Ailesi’ni aşındıran, insanları yuva kurmaktan, çocuk yapmaktan alı koyan sebepleri biliyorsunuz.
Ekonomik sebepler var, mevzuatla ilgili sebepler var, feministlerin ağırlığının olması gerekenden bin kat fazla olmasından kaynaklanan sebepler var…
Televizyonlardaki yuva yıkıcı, ahlâk ifsat edici programların da etkisi var olumsuz gidişâtta.
Şu ana kadar, bu gidişâtı “durduracak”, geçtim durdurmayı “yavaşlatacak” adımlar göremedim.
Sıkıntılar dile getiriliyor.
“Böyle giderse memleketin başına neler gelebileceği” Devlet’in en üst makamlarında bulunanlar tarafından tekrar tekrar ifade ediliyor.
Sancı var, evet.
Bu sancı inşaAllah hayırlı gelişmelere işarettir.
Yazılarımızı okuyanlar, bu konularda ne kadar dertli olduğumuzu ve sadece dertleri dile getirmekle kalmayıp somut teklifler de sunduğumuzu bilir.
Bilmeyenler, zahmet buyururlarsa o yazıları rahatlıkla bulabilir.
Israrla üzerinde durduğumuz konulardan biri de, malûm, şu 12 yıl mecburi eğitim sıkıntısı.
Çok kötü bir iş oldu bu, çok.
Şimdilerde, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin Hocamız üzerinde çalışıyor, kısmetse süre biraz olsun kısaltılacak.
Yetmez ama evet diyelim, ne yapalım…
Galiba, şimdilik "2 yıl mecburî, 2 yıl da isteğe bağlı" olacak... 4+4+4'ün son 4 yılına böylece ayar çekilecek.
Ya da bir yıl indirim de olabilir.
Üzerinde çalışılıyor.
Okumak isteyenle istemeyenin taaa 18 yaşına kadar aynı sınıflarda tutulması, 18’ine kadar okula gidip gelmek istemeyenlerin de buna mecbur edilmesi çok yanlış bir iş oldu.
Şimdi, ailenin huzuruna, okulun huzuruna, toplumun huzuruna,
iş dünyasının huzuruna olumsuz etkilerini uzun uzun sıralamayalım…Piyasadaki usta, kalfa sıkıntısından bahsetmeyelim.
Evliliklerin geciktirilmesine ve nüfus artış hızının çakıldıkça çakılmasına girmeyelim…
Uzatmadan;
Hayırlı çalışmalara destek verelim.
MİLAT’tan Rümeysa Güven Büyük’ün haberini okumuşsunuzdur…
“Türkiye’de Zorunlu Eğitim Sistemi’ne Yönelik Saha Araştırması”nın sonuçlarını açıklayan Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 81 ilde yaptıkları kapsamlı çalışma sonucunda hem öğretmenlerin hem de öğretmenlerin kahir ekseriyetle 12 yıl mecburiyetine karşı olduklarının anlaşıldığını belirtiyor.
Mecburi eğitimin son dört senesine bir ayar verilecek yani…
Öyle görünüyor…
Artık son 4 yıl “2 artı 2” şeklinde mi olur yoksa “3 artı 1” şeklinde mi…
Bakılacak…
Süreden ne kadar kırpılırsa o kadar iyi…
Herkes için iyi…
Okumak isteyen üniversiteyi bitirsin, doktora yapsın, profesör olsun, ordinaryus profesör olsun…
Diğerleri de zamanında uygun bir mesleğe yönlendirilsin!
Aslında yapılacak çok iş var geride...
Mesela, çocukların kabiliyetlerini zamanında keşfetmek ve ona göre yönlendirmek meselesi…
Okullarda rehberlik…
Aile-Okul İşbirliği…
Ailelerin eğitimi…
O kadar çok ihmal edildi ki bu alan…
Bakalım nasıl toparlanacak?
Her neyse, Allah sağlık verdikçe biz buralardayız.
Konuların üzerine üzerine gideriz böyle…
Israr önemli, takip önemli…
Israrlı takip ve hayra teşvik çok çok önemli!
İsteyen girmesin bu toplara…
İsteyen böyle işlere değil de dünyevi menfaat işlerine koştursun…
Allah her şeyi görüyor, biliyor nasılsa!