HAİN CIA-FETÖ darbe girişiminin yıldönümünde, bütün şehitlerimize rahmet diliyorum Rabbim’den. Gazilerimiz için de bol bol dua ediyorum. Allah hepsine şifa versin. Bugün… Geçmişi asla unutmadan yarınlara bakma günü. Türkiye, bunu yapmaya çalışıyor. “Terörsüz Türkiye” arayışı böyle bir çabanın ürünü. Bundan sonra yapmamız gerekenler belli.. 15 Temmuz ihanetinden çıkartacağımız dersler de belli… Bütün istismar alanlarını tıkayarak yarınlara bakacağız… “Terörsüz Türkiye” için “dua” ederken bir kez daha “iyi niyetimizin kurbanı” olmamaya dikkat edeceğiz! PKK Terör Örgütü de CIA yapımı bir örgüt. Ne yapacağı hiç belli olmaz! Bu sürecin de zehirlenmemesi için Türkiye’miz hep çok güçlü olmak durumunda. Zaafa düştüğümüz an, her şey tepetaklak olur Allah muhafaza. Bu süreci yürüten “yetkililerimiz” elbette her şeyin farkında… Onun için de bu süreci bundan sonra da kılı kırk bin yararak götüreceklerdir. Biz buradan bazı ikazlarda bulunacağız elbette, onlar ne kadar dikkatli olurlarsa olsunlar. *** Tabii “yetkili olmayanlara” da ikazlarda bulunacağız.. Bazıları, ikide bir Atatürk ile uğraşıyor. Bunu yaparak dar çevrelerinden alkış alabilir ve böylece duygusal tatmin yaşayabilirler ama bir şeyleri sürekli olarak kaşımanın anlamı da yok, faydası da… Bunları yazdığım için bana kızanlar kızabilirler… Bence ikazıma kulak verseler hiç de fena olmaz! Birileri öyle yapıyor… Birileri de, bir yandan Atatürk’ün hatırasını istismar ediyor diğer yandan da mukaddesatımıza saldırıyor. İnancımızla dalga geçiyor. Bunları da uyaralım; “Gittiğimiz bu yol iyi yol değil!” diyerek. “Çıkar yol değil!” diye de ekleyerek. Böyle saldırı alanları çok… Kimileri de, “Ben Türküm” diyeni aşağılıyor gittikçe artan dozda. “Ben Müslüman Türk’üm” dediğimde kimseyi kendim gibi olmaya zorlamış olmuyorum, bunu telkin etmiş de olmuyorum. Ben Müslüman Türk’üm. Bu memleketin Türk Bayrağı altında buluşan bütün vatandaşlarına, etnik kökenleri ne olursa olsun saygı duyan bir Müslüman Türk. Anadolu insanına dünyanın her yerinde Türk derler. Milli takımımıza yenildiklerinde “Türklere” yenildiklerini söylerler. Bizi yendiklerinde “Türkleri yenmiş olmanın” hazzını yaşarlar. Duvarlara “Türkler dışarı” (Türken Raus) diye yazar Almanya’nın ırkçıları. Buradaki Türklerden kasıt, ülkemizin bütün Müslümanlarıdır. Onlar bu ülkenin vatandaşı olan Türklere de, Kürtlere de, Araplara da “Türk” derler. Ortak dilimiz niteliğindeki güzel Türkçemiz, hepimizin zenginliğidir. Türk Mutfağı da öyledir. Dünyada Fransız mutfağı ünlüdür, bizim mutfağımız o kadar ünlendirilmiş olmasa da bütün uzmanlarının takdir ettiği bir muhteşem hazinedir. Türk mutfağı, bütün kültürleri bünyesinde barındıran, sentezleyen muhteşem bir mutfaktır. Bu zenginlikten hiçbir vatandaşımız mahrum edilmemelidir. Medeniyet coğrafyamızın beslediği Türkçemiz, bu memleketin bütün vatandaşlarının istifade etmesi ve hakkıyla öğrenmesi gereken bir büyük hazinedir. Bu hazineden hiçbir vatandaşımız mahrum edilmemelidir. Kürtler, Araplar ve diğerleri bu memleketin asli unsurlarıdır. Türkçemiz hepimizin zenginliğidir. Türk Mutfağı, bütün kültürel unsurları bünyesine alan lezzet okyanusudur.   Esas olan, değerlerimizi küçülterek değil, büyüterek yarınlara taşımaktır. *** FETÖ, bizi “kavramlarımızdan” vurdu malûm. Kısır çekişmeler, CIA’nın kontrol ettiği bu yapıya istismar alanları açtı. Kavramların içlerini boşalttığınızda, istismar alanlarını büyüttüğünüzde ülkenin zeminini kaydırmış olursunuz! Bugün zeminimiz kaymış durumda. Bundan böyle… Durumu toparlamak bize düşer… Bunun için de… Dilimize dikkat edeceğiz… “Benimle hareket eden kahramandır, benim gibi düşünmeyen haindir!” yollu genellemelerden uzak duracağız. Günlük politika, bizim ahlakî ölçülerimizi belirleyen bir alan olmayacak. Menfaat ilişkilerini değil, liyakati esas alacağız. Adaletsizlik olduğunda, adaletsizliğe uğrayanın kimliğine bakmadan karşı çıkacağız. Başka çaremiz var mı dostlar? Karşıtlarının bile adaletinden “emin” oldukları Muazzez Peygamber’in (s.a.v.) ümmeti değil miyiz?