Aylardır polise yönelik şiddetin gittikçe arttığını, polislerimizin büyük sıkıntılar içinde olduğunu yazıyor, söylüyorum…
Ne yazık ki…
Hissetmişim!
Dünkü mesaimize sabah saatlerinde gelen acı haberle başladık maalesef.
İzmir Balçova’daki Salih İşgören Polis Merkezi’ne/karakola pompalı tüfekle saldırı.
16 yaşındaki “çocuk” denilen kişi, babasının pompalı tüfeği ile polislerimizi katletti, ağır yaraladı…
Sivillere de kurşun yağdırdı!
*
Çok acı, çok.
Her bakımdan…
Aylardır feryat eden polislerimiz seslerini duyuramıyorlardı.
Medyamız polislerimizi adeta görmezden geliyordu.
Şimdi…
Bu vesileyle, bu acı vesileyle gündeme geldi polislerimiz.
Rabbim rahmet eylesin.
Rabbim şifa versin.
*Bir genç…
“Çocuk” diyorlar…
16 yaşında bir çocuk imiş!
Çocuk kategorisinde olunca da cezasının epeyce azalması, kanunlarımız gereği!
Bizim bir suça sürüklenen çocuklar (!) meselemiz var.
Suç örgütleri, “suç işledikleri taktirde yaşları gereği” daha az ceza alacak olmalarından dolayı, bu kesimdekileri kullanmak istemez mi?
Kullanmaz mı?
Bu vak’a biraz farklı gibiyse de…
Suça sürüklenmiş çocuklar meselesini de gündeme getirdi.
Bakalım, düzenlemeler yolda.
Mesele herkese daha fazla ceza vermekle de halledilebilecek mesele değil aslında.
Şiddet kol geziyor.
Polis memurlarını aralarına alanlar, darp ediyor…
Polise bunu yapanlar sokaktaki vatandaşa neler yapmazlar!
Yapıyorlar da nitekim.
Yaşlıyı, genci aralarına alıp feci halde dövüyor ve ertesi gün ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşıyorlar!
Misali çok.
Şiddet yaygın…
Şiddet teşvik ediliyor;
Sosyal medyada teşvik ediliyor, bazı televizyon kanallarında teşvik ediliyor.
Elleri silahlı tipler, onu bunu döven, haraca kesen tipler gayet karizmatik simalar olarak sunuluyor!
Altlarında ultra lüks arabalar, boğaza karşı ultra lüks mekânlar..
Kollarında gıcır gıcır manitalar!
En kral restoranlar…
Ellerinde kadehler!
Genç, ya da çocuk sayılan genç bunları izlerse…
Hele hele aileden, okuldan sağlam manevi eğitim almamış genç bunları izlerse ne olur?
Çok kötü olur!
Oluyor nitekim!
-
Boşanmalar artıyor, boşanma davaları artıyor…
Bu da büyük dert…
Ailede huzursuzluk, çocuk ve gençte huzursuzluk.
Çocuk ve gençte huzursuzluk, zaman içinde çevreye tepki, isyan…
Vandalizm!
*
Ne yazık ki bunlar medyamız tarafından pek görülmüyor.
Kamu otoritesi de, bizlere “Oh beee!” dedirtecek tedbirleri almıyor!
Sonra…
Şiddet yayılıyor!
*
Pek çok mesele var…
Yazıyoruz yazıyoruz, söylüyoruz söylüyoruz…
Medyamız (!) maalesef görmezden geliyor!
Bizde mi goygoyculuk yapalım yani!.
Biz de mi düzene uyalım!
*
Manevi Vatan’ın zemini kayıyor dostlar…
Değerler erozyonu bin türlü olumsuzluğu besliyor.
Bu acı olay, biraz olsun düşündürür mü hepimizi?
Yok, hayır…
Neler yaşadık neler de, iki günde unutuverdik…
Ne yazık ki…
Kanıksadık pek çok olumsuzluğu…
Hiçbir şey batmıyor bize, endişelendirmiyor bizi…
Tefekküre vesile olmuyor.
Öylesine yaşıyoruz, boş boş!