Serdar ARSEVEN
Köşe Yazarı
Serdar ARSEVEN
 

Aile On Yılına girerken diziler, programlar!

Aile yılının bitmesine bir aydan az süre kaldı. Neyse ki süre uzatıldı; Aile Yılı, Aile On Yılı yapıldı. Aile on yılı hayırlı, uğurlu olsun. * Medyanın büyük kısmı “Aile Meselemiz”e pek ilgi göstermiyor. Büyük kısmı, feminizmin anaforuna kapılmış gidiyor. Biz, durmak yok yola devam. Büyük Şair Fuzuli’nin dediği gibi, Söylesek faydası yok, söylemesek gönül razı değil. Faydası yok mu gerçekten? Bilemiyorum ama… Siyasi iktidarın bazı önde gelen yetkilileri bile, isimlerini vermemem kaydıyla aile, eğitim ve kültür işlerinin iyiye gitmediğini söylüyor ve ikaza devam etmemi istiyor! Bana, isimleriyle konuşsalar… Yani, isimlerinin açıklanmasında sakınca görmeseler ne iyi olacak… Olacak da, bu kez “Halk Tv, Sözcü Tv, Tilki TV, Şimdi TV gibi kanalların” diline düşmek var, “İktidar önde geleni filancadan iktidara sert eleştiriler!” gibisinden haberlere konu olmak var. Sıkıntı büyük, çok büyük… Büyük olmasaydı, başta Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve “Aile” Bakanı Sayın Mahinur Özdemir Göktaş en keskin ifadelerle uyarmazlardı.     Şikâyet etmezlerdi! Aile işleri düzgün gitmeyince, boşanma oranları artınca, evlenme isteği azalınca, hanelerin yarısı çocuksuz hale gelince… Her alanda sıkıntı olur. Sokak ve okul güvenliği bile sıkıntıya girer ki… Olan bitenler ortada! Siyasi iktidarın önde gelenleri, sürekli olarak durumlardan şikÂyet ediyorlar ama bu şikâyetlerin uzun yıllardır devam etmesi, aile bakanları değişse de devam etmesi sıkıntının “kronikleştiğini” gösteriyor. Yapılan ikazların da çok işe yaramadığını gösteriyor. Mesela… Sayın Cumhurbaşkanı, çeşitli vesilelerle medyayı, özellikle de televizyonları uyarıyor. İsim vermeden bazı televizyonları ikaz ediyor. RTÜK’ü ikaz ediyor. Örnek mi? Şu sözleri: “Toplumu bilgilendirici olması gereken diziler, tam tersine şiddeti teşvik eden, meşrulaştıran, araçsallaştıran kötü bir dol oynuyor. Bunun engellenmesi noktasında hepimize, özellikle de yapımcılara, senaristlere, medya organlarına, ve RTÜK’e sorumluluk düşmektedir.” Sayın Cumhurbaşkanı ne kadar isabetli tespitlerde ve ikazlarda bulunuyor değil mi? Bu tespitlerde ve uyarılarda bulunma görevini biz de yerine getirmeye çalışıyoruz ama… Malûm, bizde yetki yok. Elimizde bir kalem var, ağzımızda da birkaç kelam… Mümkün mertebe yapıyoruz görevimizi… Bizim dediğimizi yaparlar ya da yapmazlar… Ama Sayın Cumhurbaşkanı bir konuda ikazda bulununca… Hem de “beka meselesi” niteliğindeki bir konuda ikazda bulununca, uzatılmadan gereğinin yerine getirilmesi beklenmez mi? Biz buradan gerek bir Cumhurbaşkanlığı İstişare Kurulu Toplantısı’ndan sonra yapılan açıklamayı, gerekse diğer açıklamaları verdik… Cumhurbaşkanlığı Makamı’ndan, Sayın Cumhurbaşkanı’ndan gelen ikazları hep öne çıkarttık. Çıkarttık ama televizyonlar cenahına baktığımızda değişen pek de bir şey göremedik. Aileyi tahrip etmeye kurgulanmış programlar devam ediyor maalesef… Dizilerde alkolden kumara, şiddetten israfa ve zinaya… Her türlü tahrip edici unsura ısrarla yer veriliyor. Toplumum burnu pis kokulara alıştırılmak isteniyor adeta. Bunlar niçin oluyor, nasıl oluyor… Nasıl oluyor da oluyor? Aile yılı biterken, Aile on yılı başlarken… Eğitim, kültür, aile alanlarındaki sıkıntılarımızın nasıl giderileceği üzerine kafa yoruyoruz hâlâ… İlle de kadın çalışan sayısını arttırma, ille de 12 yıl mecburi eğitim.. Geldiğimiz nokta ortada... Bir de bu tahrip edici yayınlar… Ve milyonlarca vatandaşın şikayetçi olduğu bazı kanunlar, uygulamalar.. Şu anda elimizde “çözüme” katkıda bulunacak bir “faizsiz evlilik kredileri” uygulaması var. Gerisi… Ümit fakirin ekmeği!
Ekleme Tarihi: 10 Aralık 2025 -Çarşamba

Aile On Yılına girerken diziler, programlar!

Aile yılının bitmesine bir aydan az süre kaldı.

Neyse ki süre uzatıldı; Aile Yılı, Aile On Yılı yapıldı.

Aile on yılı hayırlı, uğurlu olsun.

*

Medyanın büyük kısmı “Aile Meselemiz”e pek ilgi göstermiyor.

Büyük kısmı, feminizmin anaforuna kapılmış gidiyor.

Biz, durmak yok yola devam.

Büyük Şair Fuzuli’nin dediği gibi,

Söylesek faydası yok, söylemesek gönül razı değil.

Faydası yok mu gerçekten?

Bilemiyorum ama…

Siyasi iktidarın bazı önde gelen yetkilileri bile, isimlerini vermemem kaydıyla aile, eğitim ve kültür işlerinin iyiye gitmediğini söylüyor ve ikaza devam etmemi istiyor!

Bana, isimleriyle konuşsalar…

Yani, isimlerinin açıklanmasında sakınca görmeseler ne iyi olacak…

Olacak da, bu kez “Halk Tv, Sözcü Tv, Tilki TV, Şimdi TV gibi kanalların” diline düşmek var, “İktidar önde geleni filancadan iktidara sert eleştiriler!” gibisinden haberlere konu olmak var.

Sıkıntı büyük, çok büyük…

Büyük olmasaydı, başta Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve “Aile” Bakanı Sayın Mahinur Özdemir Göktaş en keskin ifadelerle uyarmazlardı.

 
 

Şikâyet etmezlerdi!

Aile işleri düzgün gitmeyince, boşanma oranları artınca, evlenme isteği azalınca, hanelerin yarısı çocuksuz hale gelince…

Her alanda sıkıntı olur.

Sokak ve okul güvenliği bile sıkıntıya girer ki…

Olan bitenler ortada!

Siyasi iktidarın önde gelenleri, sürekli olarak durumlardan şikÂyet ediyorlar ama bu şikâyetlerin uzun yıllardır devam etmesi, aile bakanları değişse de devam etmesi sıkıntının “kronikleştiğini” gösteriyor.

Yapılan ikazların da çok işe yaramadığını gösteriyor.

Mesela… Sayın Cumhurbaşkanı, çeşitli vesilelerle medyayı, özellikle de televizyonları uyarıyor.

İsim vermeden bazı televizyonları ikaz ediyor.

RTÜK’ü ikaz ediyor.

Örnek mi?

Şu sözleri:

“Toplumu bilgilendirici olması gereken diziler, tam tersine şiddeti teşvik eden, meşrulaştıran, araçsallaştıran kötü bir dol oynuyor. Bunun engellenmesi noktasında hepimize, özellikle de yapımcılara, senaristlere, medya organlarına, ve RTÜK’e sorumluluk düşmektedir.”

Sayın Cumhurbaşkanı ne kadar isabetli tespitlerde ve ikazlarda bulunuyor değil mi?

Bu tespitlerde ve uyarılarda bulunma görevini biz de yerine getirmeye çalışıyoruz ama…

Malûm, bizde yetki yok.

Elimizde bir kalem var, ağzımızda da birkaç kelam…

Mümkün mertebe yapıyoruz görevimizi…

Bizim dediğimizi yaparlar ya da yapmazlar…

Ama Sayın Cumhurbaşkanı bir konuda ikazda bulununca…

Hem de “beka meselesi” niteliğindeki bir konuda ikazda bulununca, uzatılmadan gereğinin yerine getirilmesi beklenmez mi?

Biz buradan gerek bir Cumhurbaşkanlığı İstişare Kurulu Toplantısı’ndan sonra yapılan açıklamayı, gerekse diğer açıklamaları verdik…

Cumhurbaşkanlığı Makamı’ndan, Sayın Cumhurbaşkanı’ndan gelen ikazları hep öne çıkarttık.

Çıkarttık ama televizyonlar cenahına baktığımızda değişen pek de bir şey göremedik.

Aileyi tahrip etmeye kurgulanmış programlar devam ediyor maalesef…

Dizilerde alkolden kumara, şiddetten israfa ve zinaya…

Her türlü tahrip edici unsura ısrarla yer veriliyor.

Toplumum burnu pis kokulara alıştırılmak isteniyor adeta.

Bunlar niçin oluyor, nasıl oluyor…

Nasıl oluyor da oluyor?

Aile yılı biterken, Aile on yılı başlarken…

Eğitim, kültür, aile alanlarındaki sıkıntılarımızın nasıl giderileceği üzerine kafa yoruyoruz hâlâ…

İlle de kadın çalışan sayısını arttırma, ille de 12 yıl mecburi eğitim..

Geldiğimiz nokta ortada...

Bir de bu tahrip edici yayınlar…

Ve milyonlarca vatandaşın şikayetçi olduğu bazı kanunlar, uygulamalar..

Şu anda elimizde “çözüme” katkıda bulunacak bir “faizsiz evlilik kredileri” uygulaması var.

Gerisi…

Ümit fakirin ekmeği!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 24saathaber.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi