Serdar ARSEVEN
Köşe Yazarı
Serdar ARSEVEN
 

Evin Reisi Erkektir… O kadar!

Politikacılar hep “kendi gündemlerini” dayatırlar. Belirledikleri gündemin peşinden koşmamızı isterler. Yok, hayır. Elbette gündemden kopmayacağız ama gündemin esiri de olmayacağız. MİLAT Gazetemiz, “Küresel Isınma” propagandasını ihtiyatla karşıladığını manşetlerinden ifade ediyor malûm. Bir dayatma var ve uzun yıllardır bir hâl yasasının geçmediği Meclisimizden, “iklim kanunu” geçiveriyor! Karbon salınımı denilen dalganın tamamına yakınından mesul büyük, çok büyük devletler “Paris İklim Anlaşması” filan takmıyor ama bizim gibi ülkelere işte böyle dayatıyor dış güçler! Biz de itirazlarımızı dile getiriyoruz, ne yapalım işte, adımız hıdır elimizden gelen budur. Meselemiz çok. Bir şeyleri tutmaya, elden kayıp gitmesine engel olmaya çalışıyoruz. AİLE… Erkek, Kadın, Çocuk… * Anlatabildiğimiz kadar anlatacağız. En büyük saldırı fıtrata saldırı. Kadın kadın gibi olmayacak, erkek de erkek gibi! Erkek artık aile reisi değil! Gençlik yıllarımızda evin erkeği kapıdan içeri adım attığında güven duygusu yayılırdı ortama. Şimdilerde erkeklerin bu ağırlığı pek kalmadı. “Yuvayı yapan dişi kuştur!” dediğinizde, sadece kadın değil, erkek feministlerden de tepki alıyorsunuz. Ne hazin bir durum; “Hayat müşterektir!” vurgusu, anne ile babanın ve diğer aile fertlerinin dayanışmasıyla ilgiliyken… “Eve mutlaka kadın da para getirmeli!” mânâsına çekiliyor. Bir Hanımefendi, “Çalışmayan kadının koca bulması da kolay değil bu durumda. Bütün erkekler, durumları iyi de olsa çalışan kadın arıyor!” demişti. E, hayat müşterek. Eve para getirme mükellefiyeti de eşit!  “Kadın Tır Şoförü Sayısını Arttırma” Projesi bile yapılıyor… Kadın tır şoförü sayısını mutlaka arttırmamız lâzım. Bu çağdaşlığın gereği! Kadın, ev hanımı ise…   Vaktini bir işte çalışmaya değil de, çocuklarının ve kendisinin gelişimine tahsis ediyorsa… Yok, olmaz! Kadın istihdamını şu orana çıkartmak şart! TÜSİAD bunu söylüyor, yöneticilerimiz de bunu söylüyor. Ben ise çok farklı düşünüyorum. Bazı alanlarda kadın çalışabilir, çalışmalı. Ama “Kadın ille de çalışmalı, kadın istihdam oranı şuraya çıkmalı” çabası çok yanlış. Bunu diyorum. * Erkek de ailenin reisidir. Hayır, öyle değildir! Gündüz kuşağı programlarında öyle denmiyor! Oralarda “kadın ile erkek” birbirlerinin tamamlayıcısı değil, “rakibi” olarak gösteriliyor. Bu propaganda yürüyüp gidiyor. Sonra da… Hep birlikte… “Evlenmeler niçin azalıyor, boşanmalar niçin artıyor, nüfus artış hızı niçin böyle çakıldıkça çakılıyor?” diye hayıflanıp duruyoruz!.. Ne olacaktı ki yani? Ailenin kurulmasını ve aile fertlerinin bir arada tutulmasına değil de, adeta “ayrılmasını” teşvik eden mevzuat varken, başka ne olacaktı ki yani? Erkekler ömür boyu nafaka cezasına çarptırılmak için mi evlenecekti meselâ? Sıkıntının ekonomik sebepleri var, sosyal sebepleri var, feministlerin etki güçlerinin gittikçe artmasıyla ilgili sebepleri de var. Bizler, buradayız. Mücadelemize devam edeceğiz kısmetse. Kadın kadın olarak, erkek de erkek olarak  güzel. Ara formlara hayır!
Ekleme Tarihi: 08 July 2025 - Tuesday

Evin Reisi Erkektir… O kadar!

Politikacılar hep “kendi gündemlerini” dayatırlar.

Belirledikleri gündemin peşinden koşmamızı isterler.

Yok, hayır.

Elbette gündemden kopmayacağız ama gündemin esiri de olmayacağız.

MİLAT Gazetemiz, “Küresel Isınma” propagandasını ihtiyatla karşıladığını manşetlerinden ifade ediyor malûm.

Bir dayatma var ve uzun yıllardır bir hâl yasasının geçmediği Meclisimizden, “iklim kanunu” geçiveriyor!

Karbon salınımı denilen dalganın tamamına yakınından mesul büyük, çok büyük devletler “Paris İklim Anlaşması” filan takmıyor ama bizim gibi ülkelere işte böyle dayatıyor dış güçler!

Biz de itirazlarımızı dile getiriyoruz, ne yapalım işte, adımız hıdır elimizden gelen budur.

Meselemiz çok.

Bir şeyleri tutmaya, elden kayıp gitmesine engel olmaya çalışıyoruz.

AİLE…

Erkek, Kadın, Çocuk…

*

Anlatabildiğimiz kadar anlatacağız.

En büyük saldırı fıtrata saldırı.

Kadın kadın gibi olmayacak, erkek de erkek gibi!

Erkek artık aile reisi değil!

Gençlik yıllarımızda evin erkeği kapıdan içeri adım attığında güven duygusu yayılırdı ortama.

Şimdilerde erkeklerin bu ağırlığı pek kalmadı.

“Yuvayı yapan dişi kuştur!” dediğinizde, sadece kadın değil, erkek feministlerden de tepki alıyorsunuz.

Ne hazin bir durum;

“Hayat müşterektir!” vurgusu, anne ile babanın ve diğer aile fertlerinin dayanışmasıyla ilgiliyken…

“Eve mutlaka kadın da para getirmeli!” mânâsına çekiliyor.

Bir Hanımefendi, “Çalışmayan kadının koca bulması da kolay değil bu durumda. Bütün erkekler, durumları iyi de olsa çalışan kadın arıyor!” demişti.

E, hayat müşterek.

Eve para getirme mükellefiyeti de eşit!

 “Kadın Tır Şoförü Sayısını Arttırma” Projesi bile yapılıyor…

Kadın tır şoförü sayısını mutlaka arttırmamız lâzım.

Bu çağdaşlığın gereği!

Kadın, ev hanımı ise…

 

Vaktini bir işte çalışmaya değil de, çocuklarının ve kendisinin gelişimine tahsis ediyorsa…

Yok, olmaz!

Kadın istihdamını şu orana çıkartmak şart!

TÜSİAD bunu söylüyor, yöneticilerimiz de bunu söylüyor.

Ben ise çok farklı düşünüyorum.

Bazı alanlarda kadın çalışabilir, çalışmalı.

Ama “Kadın ille de çalışmalı, kadın istihdam oranı şuraya çıkmalı” çabası çok yanlış.

Bunu diyorum.

*

Erkek de ailenin reisidir.

Hayır, öyle değildir!

Gündüz kuşağı programlarında öyle denmiyor!

Oralarda “kadın ile erkek” birbirlerinin tamamlayıcısı değil, “rakibi” olarak gösteriliyor.

Bu propaganda yürüyüp gidiyor.

Sonra da…

Hep birlikte…

“Evlenmeler niçin azalıyor, boşanmalar niçin artıyor, nüfus artış hızı niçin böyle çakıldıkça çakılıyor?” diye hayıflanıp duruyoruz!..

Ne olacaktı ki yani?

Ailenin kurulmasını ve aile fertlerinin bir arada tutulmasına değil de, adeta “ayrılmasını” teşvik eden mevzuat varken, başka ne olacaktı ki yani?

Erkekler ömür boyu nafaka cezasına çarptırılmak için mi evlenecekti meselâ?

Sıkıntının ekonomik sebepleri var, sosyal sebepleri var, feministlerin etki güçlerinin gittikçe artmasıyla ilgili sebepleri de var.

Bizler, buradayız.

Mücadelemize devam edeceğiz kısmetse.

Kadın kadın olarak, erkek de erkek olarak  güzel.

Ara formlara hayır!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 24saathaber.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi