Geçtiğimiz günlerde “başıboş köpek” meselesi gündemin üst sıralarına yükselince Sayın Erdoğan’ın konuya dair sözlerini tekraren yayımladık.
Kamuoyuna hatırlatma.
Sayın Erdoğan 24 Temmuz 2024 tarihli Meclis Grup Toplantısı’nda başıboş köpek meselesini çözüme kavuşturmaya ne kadar kararlı olduklarını söylüyordu.
O konuşmanın bir bölümünü buraya alalım:
“Birileri ısrarla görmezden gelse de, Türkiye’di bir başıboş köpek sorunu var. Milletimiz bizden bu sorunu çözmemizi istiyor. Ülkemizin dört bir yanından yükselen feryatlara sessiz ve tepkisiz kalmamız düşünülemez. Bu meseleyi Meclis tatile girmeden önce Genel Kurulun takdirine sunacak, Cumhur İttifakı olarak teklifi yasalaştırıp sokaklarımızı güvenli hale getireceğiz.”
Sayın Cumhurbaşkanı bu konuşmayı yaptığında, başıboş köpek meselesi iyice büyümüş durumdaydı.
Milyonlarca başıboş köpek sokakları, caddeleri, çocuk parklarını istila etmiş vaziyetteydi ve yurdun dört bir yanından acı haberler geliyordu.
Elveda demeye hazırlanan 2025 senesi bittiğinde, Sayın Erdoğan’ın bu konuşmasının üzerinden 1.5 yıl geçmiş olacak.
Bugün gelinen noktada, Meclis uzun, çok uzun, her zaman olduğu gibi feci halde uzun tatile girmeden bir yasal düzenleme yapıldı.
Belediyelere köpek toplama ve barınaklara alma görevi verildi, vazifesini yerine getirmeyen yönetimlerin cezalandırılacağı hükme bağlandı…
5199 Sayılı Kanun’da değişiklik yapılarak, belediyelere (özellikle büyükşehir, il ve nüfusu 25 bini aşan ilçelerdekilere) sahipsiz köpekleri sokaklarından toplayıp barınaklara (hayvan bakımevlerine) alma zorunluluğu getirildi.
Bu hayvanların, kısırlaştırma, tedavi, rehabilitasyon ve sahiplendirilme amacıyla barınaklarda tutulması hükme bağlandı.
Kanun,önceki haliyle hayvanların kısırlaştırıldıktan sonra bulundukları yere geri bırakılmasını esas alıyordu.
Yeni düzenlemede ise sahiplendirilinceye kadar barınaklarda tutulmaları görevi veriliyor belediyelere.
Veriliyor ama..
Bugün gelen haberlere, sokakların hallerine baktığımızda sorunun büyük ölçüde devam ettiğini görüyoruz.
Acayip şeyler oluyor memlekette...
Mesela,
Arabaların vızır vızır geçtiği yolların kenarlarında başıboş köpeklere “besleme” yapan ve bu hareketleriyle o yolları kullanan insanların hayatlarını tehlikeye atan kişiler pervasızca devam ediyorlar işlerine.
Başıboş köpekleri toplayarak barınaklara almaya çalışan görevliler saldırılara uğruyor.
Bazı belediye başkanları, “Köpek barınaklarında yerimiz kalmadı, al al nereye kadar arkadaş, bir yerde kapasite doluyor, lütfen artık buraya köpek getirmeyin, bizden de daha fazla köpek almamızı istemeyin!” diyor.
İş gerçekten çok büyümüş durumda.
Resmi rakamlara göre bile, nice Avrupa ülkesinin nüfuslarından çok daha fazla sayıda başıboş köpek var.
Gerçek rakam, yani tespit edilemeyenlerle birlikte gerçek rakam 15 milyonu bulmuş olabilir.
Bu kadar başıboş köpeği ne yaparsınız?
Taaa 2004 yılında sözüm ona “Hayvanları Korumak” için bir düzenleme yapıldı, başıboş köpekleri bulundukları yerlerden toplayıp, barınaklara almak ve oralarda temelli tutmak suç oldu.
O düzenleme:
· Başıboş köpeklerin belediyeler tarafından toplanmasını,
· Hayvan bakımevlerinde (barınaklarda) tedavi edilmelerini, kısırlaştırılmalarını, aşılanmalarını ve/veya sahiplendirilmelerini,
· Sahiplendirilemeyenlerin alındıkları ortama (sokağa veya bulundukları bölgeye) geri bırakılmasını hükme bağlıyordu.
"Yakala-kısırlaştır-bırak" (catch-neuter-release) yöntemi!
*
Başıboş köpeği niçin aldığı yere bırakmak mecburiyetindeymiş belediye?
Çocuk parkından alınan hayvanı niçin yine çocuk parkına bırakmalıymış?
Hastane bahçesinden alınan hayvanı niçin yine hastane bahçesine bırakmalıymış?
Efendim, Avrupa Birliği’ne uyum!
Ne yani,
Avrupa sokakları başıboş köpeklerle mi dolu?
*
Taaa 2004 yılında, Türkiye genelindeki başıboş köpek sayısı ne kadardı acaba?
Sayı katlana katlana arttığına göre…
Herhalde 100 binden fazla değildi.
Hadi olsun 200 bin…
Şimdiki rakamlar nerede, o zamanki rakamlar nerede?
O zaman, bütün başıboş köpekleri toplayıp barınaklara almak ve oralarda muhafaza etmek, ömürlerinin sonuna kadar kendilerinin de insanların da güvende olacakları ortamlarda tutmak mümkündü.
Ama sayı 50’ye 100’e katlanınca mümkün olmuyor işte.
Bu sefer de çare arıyorsunuz, zamanında yapılan uzun yıllardır sürdürülen yanlışlar problemi iyice büyüttüğünden zorlanıyorsunuz…
Memleket zorlanıyor…
Memleketin kaynakları boşa gidiyor.
İnsanlarımız birbirleriyle tartışıyor…
Bizim gibi, köyündeki köpek, kedi, kafesindeki kuş öldüğünde ağlayan insanlar da, sözde hayvan severler tarafından hedefe yerleştiriliyor.
Onunla bununla tartışıp duruyoruz…
Halbuki bu mesele daha çok küçükken hem insanın, hem de hayvanın hukukunu koruyacak usullerle çözüme kavuşturulmuş olsaydı, bunların hiçbiri böyle olmayacaktı.
*
Kıymetli, kadim okuyucularım bilir; ben bir meseleyi gündeme getirdiğimde sadece o mesele üzerine mesaj vermeye çalışmam.
Birçok meseleye işaret ederim.
Bu “başıboş köpek meselesi” var ya…
Memleketin kronikleşen birçok meselesi için geçerli bir hali ortaya koyuyor aslında.
Zamanında çözmektense “zamana bırakmak” meseleleri içinden çıkılmaz hale getiriyor.
Sonra da birbirimize giriyoruz böyle.
Memleketin enerjisi boşa gidiyor!
Üzerinde biraz tefekkür lütfen!
