İzmir’de barajlarda kritik seviye

Gündem ((BHA)) - Birlik Haber Ajansı | 10.12.2025 - 17:55, Güncelleme: 10.12.2025 - 17:55 179 kez okundu.
 

İzmir’de barajlarda kritik seviye

İzmir’in içme suyu ihtiyacını karşılayan barajlarda kuraklığın etkisi giderek ağırlaşıyor. Kent genelinde doluluk oranları geçen yıla göre ciddi şekilde gerilerken, en büyük su kaynaklarından Tahtalı Barajı’nda su seviyesi yüzde 1’in bile altına indi. Geçen yıl aralık ayında yüzde 11,14 dolu olan baraj, bu yıl aynı dönemde yalnızca yüzde 0,97 seviyesinde ölçüldü.

İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İZSU) 9 Aralık tarihli verileri, tüm barajlarda düşüş yaşandığını ortaya koydu. Buna göre Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı’nda doluluk yüzde 14,26’dan yüzde 2’ye inerken, Ürkmez Barajı’nda oran yüzde 6,88’den 5,53’e geriledi. Geçen yıl yüzde 14,54 dolu olan Balçova Barajı ile yüzde 0,92 seviyesindeki Gördes Barajı’nda ise su tamamen tükendi. Kentte su arzındaki azalma nedeniyle İZSU’nun 6 Ağustos’tan bu yana sürdürdüğü dönüşümlü ve planlı su kesintileri devam ediyor. “Önümüzdeki yaz 2025’ten daha riskli olabilir” İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Ufuk Özkan, kuraklığın ani gelişen bir durum olmadığını, uzun yıllara yayılan bir afet süreci olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Son beş yıldır yağışlarda ve baraj doluluklarında belirgin bir azalmanın yaşandığını belirten Özkan, mevcut gidişatın önümüzdeki yazın 2025’e kıyasla daha kritik olabileceğine işaret etti. Kuraklığın yalnızca su teminini değil; gıda güvenliği, toplum sağlığı ve ekosistem dengesi açısından da ciddi tehdit oluşturduğunu vurgulayan Özkan, su stresi nedeniyle orman yangını riskinin arttığını, zararlı böcek popülasyonlarında artış ve biyoçeşitlilik kaybı gibi ikincil etkilerin ortaya çıktığını aktardı. “Günlük yüzde 10–15 tasarruf bile kritik önemde” Artan sıcaklıklarla birlikte buharlaşmanın da yükseldiğini, bu nedenle yağışların ortalama seviyelerde gerçekleşmesinin dahi barajları toparlamaya yetmediğini söyleyen Özkan, mevcut durumun acil bir su yönetimi planını zorunlu kıldığını ifade etti. Özkan, özellikle kısa vadede su tüketiminin azaltılmasının önemine dikkat çekerek şunları söyledi:“Günlük yüzde 10–15’lik tasarruf bile bir haftalık acil kullanım suyumuzu karşılayabilir. Bunun yanında uzun vadede suyun toprağa ve yer altı kaynaklarına daha hızlı karışmasını sağlayacak sistemlere geçmemiz gerekiyor.” Yer altı sularının aşırı çekilmesinin günü kurtarsa da gelecekte büyük risk oluşturduğunu vurgulayan Özkan, bu kaynakların yağışlarla beslenmesinin hayati önem taşıdığını dile getirdi.
İzmir’in içme suyu ihtiyacını karşılayan barajlarda kuraklığın etkisi giderek ağırlaşıyor. Kent genelinde doluluk oranları geçen yıla göre ciddi şekilde gerilerken, en büyük su kaynaklarından Tahtalı Barajı’nda su seviyesi yüzde 1’in bile altına indi. Geçen yıl aralık ayında yüzde 11,14 dolu olan baraj, bu yıl aynı dönemde yalnızca yüzde 0,97 seviyesinde ölçüldü.

İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İZSU) 9 Aralık tarihli verileri, tüm barajlarda düşüş yaşandığını ortaya koydu. Buna göre Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı’nda doluluk yüzde 14,26’dan yüzde 2’ye inerken, Ürkmez Barajı’nda oran yüzde 6,88’den 5,53’e geriledi. Geçen yıl yüzde 14,54 dolu olan Balçova Barajı ile yüzde 0,92 seviyesindeki Gördes Barajı’nda ise su tamamen tükendi.

Kentte su arzındaki azalma nedeniyle İZSU’nun 6 Ağustos’tan bu yana sürdürdüğü dönüşümlü ve planlı su kesintileri devam ediyor.

“Önümüzdeki yaz 2025’ten daha riskli olabilir”

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Ufuk Özkan, kuraklığın ani gelişen bir durum olmadığını, uzun yıllara yayılan bir afet süreci olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Son beş yıldır yağışlarda ve baraj doluluklarında belirgin bir azalmanın yaşandığını belirten Özkan, mevcut gidişatın önümüzdeki yazın 2025’e kıyasla daha kritik olabileceğine işaret etti.

Kuraklığın yalnızca su teminini değil; gıda güvenliği, toplum sağlığı ve ekosistem dengesi açısından da ciddi tehdit oluşturduğunu vurgulayan Özkan, su stresi nedeniyle orman yangını riskinin arttığını, zararlı böcek popülasyonlarında artış ve biyoçeşitlilik kaybı gibi ikincil etkilerin ortaya çıktığını aktardı.

“Günlük yüzde 10–15 tasarruf bile kritik önemde”

Artan sıcaklıklarla birlikte buharlaşmanın da yükseldiğini, bu nedenle yağışların ortalama seviyelerde gerçekleşmesinin dahi barajları toparlamaya yetmediğini söyleyen Özkan, mevcut durumun acil bir su yönetimi planını zorunlu kıldığını ifade etti.

Özkan, özellikle kısa vadede su tüketiminin azaltılmasının önemine dikkat çekerek şunları söyledi:“Günlük yüzde 10–15’lik tasarruf bile bir haftalık acil kullanım suyumuzu karşılayabilir. Bunun yanında uzun vadede suyun toprağa ve yer altı kaynaklarına daha hızlı karışmasını sağlayacak sistemlere geçmemiz gerekiyor.”

Yer altı sularının aşırı çekilmesinin günü kurtarsa da gelecekte büyük risk oluşturduğunu vurgulayan Özkan, bu kaynakların yağışlarla beslenmesinin hayati önem taşıdığını dile getirdi.

İzmir HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 24saathaber.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi