Serdar ARSEVEN
Köşe Yazarı
Serdar ARSEVEN
 

Genç Vatan Elden gidiyor!

Okuyucum: Milletimiz üzerindeki tahribatına dair dikkat çeken yazılarınız için öncelikle size müteşekkiriz. Bu konuya ısrarla dikkat çeken başka yazar da pek yok gördüğüm kadarıyla. Gök vatan, mavi vatan derken sanırım “genç vatan” elden gidiyor. Evet nüfusumuzun genç oluşuyla övünürken artık mevcut Aile Bakanımızın da ikaz ettiği gibi giderek yaşlanan bir ülke haline geliyoruz. Sizin de yazılarınızda dikkat çektiğiniz gibi nüfus yaşlanırken bir de işsiz genç bir kitle giderek büyüyor. Sektörlerin genç iş gücü ihtiyacı da aynı oranda artıyor tabii ki. O halde yanlış olan ne? SORU 1:TARIMIMIZ NEREYE KOŞUYOR; GENÇ NÜFUS NEREYE KOŞUYOR? Ülkemizde tarımda çalışan nüfus sürekli azalırken ve bu sektörde çalışan yaş ortalaması da gitgide yükselirken nasıl oluyor da tarımsal ihracatımız rekor kırıyor? Sizce de bu sorulması ve cevabı için peşine düşülmesi gereken bir soru değil mi? MUHTEMEL CEVAPLAR: 1-EKİLEN ARAZİ ARTTI? 2-ÇOK YÜKSEK BİR MAKİNELEŞME İLE VERİM ARTTIRILDI? 3-BİRİM ALANDA MODERN YÖNTEMLERLE VERİM ARTTIRILDI? 4-TARIM İSTİHDAMINDA YERLİ/YABANCI İŞÇİ SAYISI ÇOK ARTTI? 5-YURTİÇİ TÜKETİM DÜŞTÜ-KISILDI, İHRACAT BU YÜZDEN ARTTI? Bu cevapların bir ya da bir kaçı (4- hariç) aynı süreçte gerçekleşmiş de olabilir ama hiç biri aşağıdaki tarımsal istihdam verilerinin karşılığı olamaz! ***1980-1995 döneminde tarımın istihdamdaki payı %50,5’den %44,1’e geriledi. Tarımın istihdamdaki payı bakımından Cumhuriyet tarihindeki en hızlı dönüşüm 1995-2005 yılları arasında yaşandı. 10 yıllık süre zarfında tarımın istihdamdaki payı %44,1’den %27,7’ye düştü. 2005-2010 döneminde ise istihdamın sektörel dağılımında tarım %25 civarında bir seyir izledi. (TARIMSAL İSTİHDAMA DAİR TEMEL VERİLER VE GÜNCEL EĞİLİMLER Onur BAKIR MSG Dergisi Yayın Kurulu Üyesi)   ***Mevsim etkisinden arındırılmış istihdamın %58,0'ı hizmet sektöründe yer aldı. %58’lik hizmet sektörü verisi üzerine bir de aşağıdaki veriyi ekleyelim:   ***İl ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı %93,4 oldu   Türkiye'de 2021 yılında %93,2 olan il ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı, 2022 yılında %93,4 oldu. Diğer yandan belde ve köylerde yaşayanların oranı %6,8'den %6,6'ya düştü.   SONUÇ: ALARM!!!   ***Ülkemizde tarım nüfusu yaşlandı   ANKARA- 11.06.2023- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımda demografik tehlikeye dikkat çekerek “Tarımda çalışan nüfusun yaş ortalaması tarımı olumsuz etkilemektedir. Genç nüfus sürekli azalıyor. Genç nüfus kırdan göçüyor, köyler yaşlılara kalıyor. Fevkalade olumsuz bir durumla karşı karşıyayız. Yaşlı çiftçiler emekli olunca sofralarımıza kim yemek koyacak? Bunu iyi düşünmeliyiz.” dedi.   TZOB kayıtlarına göre, Türkiye’deki erkek çiftçilerin yaş ortalamasının 57,7, kadın çiftçilerin yaş ortalamasının 60,1, kayıtlı toplam çiftçilerin yaş ortalamasının ise 58,1 olduğu bilgisini veren Bayraktar, şunları kaydetti: “Türkiye’deki çiftçilerin sadece yüzde 1’i 18 ile 24 yaş arasında” “TZOB verileri, Türkiye’de güncel çiftçi sayısının 5 milyon 162 bin olduğunu, bunun yüzde 82’sini erkeklerin ve yüzde 18’lik kısmını ise kadınların teşkil ettiğini söylemektedir. Sistemde kayıtlı çiftçilerimizin yüzde 34’lük kısmı 65 yaş ve üzeri, 34,6’lık kısmı 50-64 yaş arasında bulunmaktadır. Çiftçilerimizin yüzde 26,4’ü 33-49 yaş arası, yüzde 3,8’i 25-32 yaş arası ve yüzde 1’i 18-24 yaş arasındadır. Türkiye’de 18-32 yaş arasında çiftçilik yapanların oranı toplam çiftçilik yapanlar içinde yüzde 4,8’e tekabül ediyor.” “Türkiye tarımda yaşlı nüfusa sahip ülkeleri yakaladı” “Dünya genelinde de tarım sektöründe çalışanların yaş ortalamalarına bakıldığında tarım nüfusunun yaşının yüksek olduğu görülüyor. ABD’de yayımlanan bir raporda, tarımla uğraşan kişilerin ortalama yaşı 58 olarak belirlendi. Tarım sektöründe 35 yaşın altında çalışanlar sadece yüzde 6, 65 yaşın üzerinde çalışanların oranı ise yüzde 33. Avrupa Birliği ülkelerinde de benzer bulgular görülüyor. Tarımla uğraşanların üçte birinden fazlası 65 yaşın üzerindedir. Ülkemiz tarımda yaşlı nüfusa sahip ülkeleri yakaladı. Yakın zamanda Kanada, çiftçilerinin yüzde 40’ının 10 yıllık süreçte emekli olacağını ve gıda arz güvenliği için 2033 yılına kadar 30 bin çiftçiye ihtiyaç duyduklarını açıkladı. Avrupa Birliği’ne üye ülkeler 40 yaşını geçmemiş çiftçilere doğrudan gelir ve yatırım destekleri şeklinde zorunlu olarak bütçe ayırmaktadırlar.” (Benzer bir akıbeti bekleyen ülkemizdeki doğurganlık hızı ve gelecek nüfus projeksiyonlarının vahameti de göz önüne alındığında durum hiç iç açıcı gözükmüyor. Peki o zaman tarım arazilerimizi kim ekip biçecek? Gıda satışlarının yarısından çoğunu elinde tutan ve ana güzergahlardakiköylere kadar girmiş bulunan “üç harfli market zincirleri” mi? Yoksa “küresel gıda kartelleri” mi? Kendi topraklarımızın sahibi çiftçisi iken işçisi mi olacağız yoksa?*C.E.) “Genç nüfusun tarıma dönüşünün yollarını aramalıyız” “Kentlerde yaşanan ekonomik, sosyal gelişme, kıra çok geç yansımıştır. Hala kırsalda gelir seviyesi ülke ortalamasının üçte biri dolaylarındadır. İş arayışı, çocuklarına daha iyi bir gelecek hazırlama isteği, eğitim, sağlık imkânlarından iyi bir şekilde yararlanma beklentisi, sosyal güvence arayışı, sosyal statü kazanma, teknolojide meydana gelen değişme ve gelişmelerden yararlanma isteği gibi nedenlerle köyden kente yoğun göç dalgaları yaşanmaya devam etmektedir. Bu durumu tersine çevirmek elimizdedir. Genç nüfusun tarıma dönüşünün yollarını aramalıyız. Bunun için başta kırsal kalkınma desteklerinin yanında çiftçi gelirlerinin artırılması, diğer sektör gelirlerine yaklaştırılması gerekmektedir. Kırsal bölgelerde ekonomik getirisi olan faaliyetlerin artırılması gerekmektedir. Kırsal alanlarda tarıma dayalı sanayiye yönelik yatırımların desteklenmesi ile tarımsal ürünlerde katma değer sağlanması ve yeni iş imkânlarının yaratılması büyük önem taşımaktadır. Gençleri tarımsal üretime sevk edecek doğru politikalar uygulanmaz ve ciddi teşvikler verilmezse uzun vadede ülkemizin gıda arz güvenliği üzerinde ciddi riskler oluşacaktır.” (https://www.tzob.org.tr/ulkemizde-tarim-nufusu-yaslandi/)   O halde…   SORU2: TARIM SEKTÖRÜNDE OLMASI GEREKEN GENÇLERİMİZ NEREDE?   CEVAP: MEVCUT 12YILLIK ZORUNLU EĞİTİM SİSTEMİ, GENÇLERİ ÇALIŞMA HAYATINDAN UZAKLAŞTIRARAK 18 YAŞINA GELENE KADAR EBEVEYN BAĞIMLISI BİREYLER OLARAK LİSEDEN MEZUN ETMEKTE VE ÜNİVERSİTE KAPISINA KOYARAK BİR MESLEK SAHİBİ OLMASINI İYİCE ZORLAŞTIRMAKTADIR. ÜLKE NÜFUSUNUN %95’İNİN ŞEHİRLERE YIĞILDIĞI BU SÜREÇTE (Kİ BUNUN EN BAŞTA GELEN SEBEPLERİNDEN BİRİSİ DE 12 YILLIK ZORUNLU VE TAŞIMALI EĞİTİMDİR) ÇALIŞAN NÜFUSUN %60’I HİZMET SEKTÖRÜNÜ TERCİH EDERKEN SADECE %15’İ TARIM SEKTÖRÜNÜ TERCİH ETMEKTEDİR Kİ BU SEKTÖRDEKİ GENÇLERİN ORANI DA SADECE %1 DİR.   TÜİK verilerine göre, ne eğitimde ne istihdamda yer alan gençlerin oranı yeniden yükselişe geçmiş durumda. 2024 ilk çeyreğinde 15-34 yaş arası gençler arasında “ne işte ne okulda” olanların oranı yüzde 26,6 iken,bu oran 2025 ilk çeyreği sonu itibariyle yüzde 27,7’ye çıktı.Nüfus istatistikleri üzerinden kaba bir hesaplama yaptığımızda, bugün itibariyle Türkiye’de ne herhangi bir işte çalışan ne de herhangi bir eğitim kurumunda eğitim gören yaklaşık 7 milyon genç var. (https://www.ekonomist.com.tr/makale/turkiye-nin-buyuk-derdi-evde-oturan-gencler--60423)   VE BÖYLECE KÖYLERİMİZ BOŞALMAYA DOLAYISIYLA ÇÖKMEYE DEVAM EDİYOR. SİZLER BİZLER Mİ YANLIŞ ANLIYORUZ BU GİDİŞATI, YOKSA YETKİLİ VE ETKİLİ BİR ODAK/ EKİP İKTİDARI MI KANDIRIYOR?   HÜKÜMETİMİZ GENÇLERİ TARIMA ÇEKMEK İÇİN HANGİ TEŞVİKLERİ VERİRSE VERSİN, DEĞİŞTİĞİNİ FARK EDEMEDİĞİ BİR SOSYOLOJİYLE KARŞI KARŞIYA BULUNUYOR .FARKINDA OLSAYDI ZATEN ÖNCE ZORUNLU 12 YILLIK EĞİTİMİ REVİZE EDERDİ.   EN SON DARBE DE BÜYÜKŞEHİR YASASINDA KÖYLERİN MAHALLE YAPILMASI İLE GELDİ. İL ÖZEL İDARELERİNDEN ALINARAK BELEDİYELERİN UYGULAMA İMAR PLANLARI KAPSAMINA ALINAN KÖY ARAZİLERİ, İMAR PARSELLERİNE DÖNÜŞÜYOR. İMAR RANTI İLE TARLALAR ARSAYA DÖNÜŞÜP DEĞERLENİRKEN GENÇLER DE SATILACAK AİLE ARAZİLERİNDEN ALACAKLARI PAYLARLA ŞEHRE KAPAĞI ATMANIN HAYALİNİ KURUYORLAR. BÖYLE BİR UYGULAMA NE AVRUPA’DA VAR, NE DE AMERİKA’DA! Ne diyelim… Aman dikkat, aman dikkat… Aman dikkat! CEM ERİŞ, Y. MİMAR-RESTORASYON UZMANI MİLLİ SARAYLAR RESTORASYON DAİRESİ BAŞKANI (EMEKLİ)
Ekleme Tarihi: 02 Eylül 2025 -Salı

Genç Vatan Elden gidiyor!

Okuyucum:

Milletimiz üzerindeki tahribatına dair dikkat çeken yazılarınız için öncelikle size müteşekkiriz. Bu konuya ısrarla dikkat çeken başka yazar da pek yok gördüğüm kadarıyla. Gök vatan, mavi vatan derken sanırım “genç vatan” elden gidiyor. Evet nüfusumuzun genç oluşuyla övünürken artık mevcut Aile Bakanımızın da ikaz ettiği gibi giderek yaşlanan bir ülke haline geliyoruz. Sizin de yazılarınızda dikkat çektiğiniz gibi nüfus yaşlanırken bir de işsiz genç bir kitle giderek büyüyor. Sektörlerin genç iş gücü ihtiyacı da aynı oranda artıyor tabii ki.

O halde yanlış olan ne?

SORU 1:TARIMIMIZ NEREYE KOŞUYOR; GENÇ NÜFUS NEREYE KOŞUYOR?

Ülkemizde tarımda çalışan nüfus sürekli azalırken ve bu sektörde çalışan yaş ortalaması da gitgide yükselirken nasıl oluyor da tarımsal ihracatımız rekor kırıyor?

Sizce de bu sorulması ve cevabı için peşine düşülmesi gereken bir soru değil mi?

MUHTEMEL CEVAPLAR:

1-EKİLEN ARAZİ ARTTI?

2-ÇOK YÜKSEK BİR MAKİNELEŞME İLE VERİM ARTTIRILDI?

3-BİRİM ALANDA MODERN YÖNTEMLERLE VERİM ARTTIRILDI?

4-TARIM İSTİHDAMINDA YERLİ/YABANCI İŞÇİ SAYISI ÇOK ARTTI?

5-YURTİÇİ TÜKETİM DÜŞTÜ-KISILDI, İHRACAT BU YÜZDEN ARTTI?

Bu cevapların bir ya da bir kaçı (4- hariç) aynı süreçte gerçekleşmiş de olabilir ama hiç biri aşağıdaki tarımsal istihdam verilerinin karşılığı olamaz!

***1980-1995 döneminde tarımın istihdamdaki payı %50,5’den %44,1’e geriledi. Tarımın istihdamdaki payı bakımından Cumhuriyet tarihindeki en hızlı dönüşüm 1995-2005 yılları arasında yaşandı. 10 yıllık süre zarfında tarımın istihdamdaki payı %44,1’den %27,7’ye düştü. 2005-2010 döneminde ise istihdamın sektörel dağılımında tarım %25 civarında bir seyir izledi.

(TARIMSAL İSTİHDAMA DAİR TEMEL VERİLER VE GÜNCEL EĞİLİMLER

Onur BAKIR MSG Dergisi Yayın Kurulu Üyesi)

 

***Mevsim etkisinden arındırılmış istihdamın %58,0'ı hizmet sektöründe yer aldı.

%58’lik hizmet sektörü verisi üzerine bir de aşağıdaki veriyi ekleyelim:

 

***İl ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı %93,4 oldu

 

Türkiye'de 2021 yılında %93,2 olan il ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı, 2022 yılında %93,4 oldu. Diğer yandan belde ve köylerde yaşayanların oranı %6,8'den %6,6'ya düştü.

 

SONUÇ: ALARM!!!

 

***Ülkemizde tarım nüfusu yaşlandı

 

ANKARA- 11.06.2023- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımda demografik tehlikeye dikkat çekerek “Tarımda çalışan nüfusun yaş ortalaması tarımı olumsuz etkilemektedir. Genç nüfus sürekli azalıyor. Genç nüfus kırdan göçüyor, köyler yaşlılara kalıyor.
Fevkalade olumsuz bir durumla karşı karşıyayız. Yaşlı çiftçiler emekli olunca sofralarımıza kim yemek koyacak? Bunu iyi düşünmeliyiz.” dedi.

 

TZOB kayıtlarına göre, Türkiye’deki erkek çiftçilerin yaş ortalamasının 57,7, kadın çiftçilerin yaş ortalamasının 60,1, kayıtlı toplam çiftçilerin yaş ortalamasının ise 58,1 olduğu bilgisini veren Bayraktar, şunları kaydetti:

“Türkiye’deki çiftçilerin sadece yüzde 1’i 18 ile 24 yaş arasında”

“TZOB verileri, Türkiye’de güncel çiftçi sayısının 5 milyon 162 bin olduğunu, bunun yüzde 82’sini erkeklerin ve yüzde 18’lik kısmını ise kadınların teşkil ettiğini söylemektedir.

Sistemde kayıtlı çiftçilerimizin yüzde 34’lük kısmı 65 yaş ve üzeri, 34,6’lık kısmı 50-64 yaş arasında bulunmaktadır. Çiftçilerimizin yüzde 26,4’ü 33-49 yaş arası, yüzde 3,8’i 25-32 yaş arası ve yüzde 1’i 18-24 yaş arasındadır. Türkiye’de 18-32 yaş arasında çiftçilik yapanların oranı toplam çiftçilik yapanlar içinde yüzde 4,8’e tekabül ediyor.”

“Türkiye tarımda yaşlı nüfusa sahip ülkeleri yakaladı”

“Dünya genelinde de tarım sektöründe çalışanların yaş ortalamalarına bakıldığında tarım nüfusunun yaşının yüksek olduğu görülüyor. ABD’de yayımlanan bir raporda, tarımla uğraşan kişilerin ortalama yaşı 58 olarak belirlendi. Tarım sektöründe 35 yaşın altında çalışanlar sadece yüzde 6, 65 yaşın üzerinde çalışanların oranı ise yüzde 33.

Avrupa Birliği ülkelerinde de benzer bulgular görülüyor. Tarımla uğraşanların üçte birinden fazlası 65 yaşın üzerindedir. Ülkemiz tarımda yaşlı nüfusa sahip ülkeleri yakaladı.

Yakın zamanda Kanada, çiftçilerinin yüzde 40’ının 10 yıllık süreçte emekli olacağını ve gıda arz güvenliği için 2033 yılına kadar 30 bin çiftçiye ihtiyaç duyduklarını açıkladı. Avrupa Birliği’ne üye ülkeler 40 yaşını geçmemiş çiftçilere doğrudan gelir ve yatırım destekleri şeklinde zorunlu olarak bütçe ayırmaktadırlar.”

(Benzer bir akıbeti bekleyen ülkemizdeki doğurganlık hızı ve gelecek nüfus projeksiyonlarının vahameti de göz önüne alındığında durum hiç iç açıcı gözükmüyor.

Peki o zaman tarım arazilerimizi kim ekip biçecek? Gıda satışlarının yarısından çoğunu elinde tutan ve ana güzergahlardakiköylere kadar girmiş bulunan “üç harfli market zincirleri” mi? Yoksa “küresel gıda kartelleri” mi? Kendi topraklarımızın sahibi çiftçisi iken işçisi mi olacağız yoksa?*C.E.)

“Genç nüfusun tarıma dönüşünün yollarını aramalıyız”

“Kentlerde yaşanan ekonomik, sosyal gelişme, kıra çok geç yansımıştır. Hala kırsalda gelir seviyesi ülke ortalamasının üçte biri dolaylarındadır. İş arayışı, çocuklarına daha iyi bir gelecek hazırlama isteği, eğitim, sağlık imkânlarından iyi bir şekilde yararlanma beklentisi, sosyal güvence arayışı, sosyal statü kazanma, teknolojide meydana gelen değişme ve gelişmelerden yararlanma isteği gibi nedenlerle köyden kente yoğun göç dalgaları yaşanmaya devam etmektedir.

Bu durumu tersine çevirmek elimizdedir. Genç nüfusun tarıma dönüşünün yollarını aramalıyız. Bunun için başta kırsal kalkınma desteklerinin yanında çiftçi gelirlerinin artırılması, diğer sektör gelirlerine yaklaştırılması gerekmektedir. Kırsal bölgelerde ekonomik getirisi olan faaliyetlerin artırılması gerekmektedir. Kırsal alanlarda tarıma dayalı sanayiye yönelik yatırımların desteklenmesi ile tarımsal ürünlerde katma değer sağlanması ve yeni iş imkânlarının yaratılması büyük önem taşımaktadır.

Gençleri tarımsal üretime sevk edecek doğru politikalar uygulanmaz ve ciddi teşvikler verilmezse uzun vadede ülkemizin gıda arz güvenliği üzerinde ciddi riskler oluşacaktır.”

(https://www.tzob.org.tr/ulkemizde-tarim-nufusu-yaslandi/)

 

O halde…

 

SORU2: TARIM SEKTÖRÜNDE OLMASI GEREKEN GENÇLERİMİZ NEREDE?

 

CEVAP:

MEVCUT 12YILLIK ZORUNLU EĞİTİM SİSTEMİ, GENÇLERİ ÇALIŞMA HAYATINDAN UZAKLAŞTIRARAK 18 YAŞINA GELENE KADAR EBEVEYN BAĞIMLISI BİREYLER OLARAK LİSEDEN MEZUN ETMEKTE VE ÜNİVERSİTE KAPISINA KOYARAK BİR MESLEK SAHİBİ OLMASINI İYİCE ZORLAŞTIRMAKTADIR. ÜLKE NÜFUSUNUN %95’İNİN ŞEHİRLERE YIĞILDIĞI BU SÜREÇTE (Kİ BUNUN EN BAŞTA GELEN SEBEPLERİNDEN BİRİSİ DE 12 YILLIK ZORUNLU VE TAŞIMALI EĞİTİMDİR) ÇALIŞAN NÜFUSUN %60’I HİZMET SEKTÖRÜNÜ TERCİH EDERKEN SADECE %15’İ TARIM SEKTÖRÜNÜ TERCİH ETMEKTEDİR Kİ BU SEKTÖRDEKİ GENÇLERİN ORANI DA SADECE %1 DİR.

 

TÜİK verilerine göre, ne eğitimde ne istihdamda yer alan gençlerin oranı yeniden yükselişe geçmiş durumda. 2024 ilk çeyreğinde 15-34 yaş arası gençler arasında “ne işte ne okulda” olanların oranı yüzde 26,6 iken,bu oran 2025 ilk çeyreği sonu itibariyle yüzde 27,7’ye çıktı.Nüfus istatistikleri üzerinden kaba bir hesaplama yaptığımızda, bugün itibariyle Türkiye’de ne herhangi bir işte çalışan ne de herhangi bir eğitim kurumunda eğitim gören yaklaşık 7 milyon genç var. (https://www.ekonomist.com.tr/makale/turkiye-nin-buyuk-derdi-evde-oturan-gencler--60423)

 

VE BÖYLECE KÖYLERİMİZ BOŞALMAYA DOLAYISIYLA ÇÖKMEYE DEVAM EDİYOR.

SİZLER BİZLER Mİ YANLIŞ ANLIYORUZ BU GİDİŞATI, YOKSA YETKİLİ VE ETKİLİ BİR ODAK/ EKİP İKTİDARI MI KANDIRIYOR?

 

HÜKÜMETİMİZ GENÇLERİ TARIMA ÇEKMEK İÇİN HANGİ TEŞVİKLERİ VERİRSE VERSİN, DEĞİŞTİĞİNİ FARK EDEMEDİĞİ BİR SOSYOLOJİYLE KARŞI KARŞIYA BULUNUYOR .FARKINDA OLSAYDI ZATEN ÖNCE ZORUNLU 12 YILLIK EĞİTİMİ REVİZE EDERDİ.

 

EN SON DARBE DE BÜYÜKŞEHİR YASASINDA KÖYLERİN MAHALLE YAPILMASI İLE GELDİ. İL ÖZEL İDARELERİNDEN ALINARAK BELEDİYELERİN UYGULAMA İMAR PLANLARI KAPSAMINA ALINAN KÖY ARAZİLERİ, İMAR PARSELLERİNE DÖNÜŞÜYOR. İMAR RANTI İLE TARLALAR ARSAYA DÖNÜŞÜP DEĞERLENİRKEN GENÇLER DE SATILACAK AİLE ARAZİLERİNDEN ALACAKLARI PAYLARLA ŞEHRE KAPAĞI ATMANIN HAYALİNİ KURUYORLAR. BÖYLE BİR UYGULAMA NE AVRUPA’DA VAR, NE DE AMERİKA’DA!

Ne diyelim…

Aman dikkat, aman dikkat…

Aman dikkat!

CEM ERİŞ, Y. MİMAR-RESTORASYON UZMANI

MİLLİ SARAYLAR RESTORASYON DAİRESİ BAŞKANI (EMEKLİ)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 24saathaber.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi