Bir vakitler, Milli Görüş Camiası’nın yetiştirdiği milletvekillerinden bazılarıyla çok yakın çalışır, hak-hukuk-adalet mücadelesini birlikte verirdik.
Şimdilerde o hava büyük ölçüde dağıldı.
Çoğu yerde “kişisel hesaplar” ön plâna çıktı.
TBMM’de görev yaptıkları dönemlerde; insanlık, İslâm Dünyası ve Ülkemiz için çok hayırlı çalışmalara imza atmaya gayret eden milletvekillerinden biri de Sayın Musa Uzunkaya.
AK Parti’nin kurucularından, 20’nci dönem Refah Partisi, 21. Dönem Fazilet Partisi ve 22. Dönem Ak Parti Samsun Milletvekili Uzunkaya, ABD’nin, İsrail’in alçaklıkları ve İslam Dünyası’nın başındaki “sefil kral ve emirlerin” düştükleri zillet hallerine dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Kimi, bu değerlendirmelerin “rasyonel” olmadığını söyleyebilir.
Fazla “duygusal” bulanlar da olabilir.
"Kim nasıl bakarsa baksın, hiç kimse bu feryâdın samimiyetinden şüphe
edemez." diyorum dostlar.
Ve…
Sayın Uzunkaya’nın feryadını, çığlığını, yürek isyanını dikkatlerinize arz ediyorum:
“Trump’mısın, zalim misin, fravun musun, nemrut musun, şeddat mısın Allah’ın ne türlü belâsıysan hiç bir müslüman ülkeye gitme!
Sen zâlimsin, sen vampirsin, sen asrın canavarısın, sen insan kılıklı soyguncu bir haydutsun!
Bir önceki SUUD ziyaretinde 300- milyar dolar tokatladın gittin.
İslam Ümmeti’nin yer altı ve yer üstü tüm zenginliğine el koyarak, sürdürdükleri dünya saltanat ve alçaklığını bir nefes daha uzun tutabilmek için karşında ahlaksız, şerefsiz mahluklar gibi ezilip büzülen sefil kral ve emirler, neredeyse dört ( 4 ) trilyon doları eşkıyalığına bedel olarak verdiler.
Karşılığında ne aldınız ey zalim krallar?
Size milletinizin değil, o zalimlerin sunduğu koltuğu bir kaç gün daha korumaktan başka ne istediniz?
Filistin, Gazze ve İslam coğrafyasının, İsrail’in ve Netanyahu alçağının tasallutundan korunması için hangi söz ve teminatı aldınız?
Biliyoruz, sizin kendi koltuk şehvetiniz ve dünyevi arzularınızdan başka hiç bir derdiniz yok.
Hatta yetmedi, İslam’ın iffet abidesi kızlarınızı o alçağa peşkeş çektiniz.
Sizin namusunuz beş paralık mı?
Allah önce sizi, sonra sizi soyup soğana çeviren o zalimi, daha sonra da Gazze’yi kana bulayan soykırımcı Netanyahu’yu hem dünya hem de ebedi cehennem ateşinde yaksın.
Aslında siz ne cennete, ne cehenneme, ne ahirete ve ne de Allah’a inanıyorsunuz. İnansanız ABD’nin zalimine böyle rezil ve alçak bir esaret sergiler miydiniz?
Siz, iktidarınızı ABD’nin zalim yöneticilerine borçlusunuz.
Sizin için tek ilah var; o da iktidarınızı sağlayan Amerika.
Allah sizi de o zalim devleti de başındakiyle beraber kahreylesin.
Ey Dünya Müslümanları!
Şimdi anladınız mı, Filistin ve Gazze, Myanmar ve Arakan, Doğu Türkistan niçin garip ve kimsesiz?
Bunlardan Hz. Muhammed ( sav) Efendimizin beldeleri Mekke ve Medine’nin hadimi olur mu?
Bunlardan Müslüman olur mu?
Ey bahsi geçen ülkelerin insanları!
Başınızdaki haydutlarla baş edemezseniz sizin de bir gün başınız cehennemin narında öğütülür.
Siz Müslümansanız, artık sizi Müslüman, onurlu, izzet ve vakar sahibi liderlerin yönetmesi için görevinizi ifa edin.
Bu zâlimin ülkeme gelmemesi en büyük temennimizdir.
Allah seni bu ülkeye getirtmesin!
Senin şerrinden tüm insanlığı muhafaza eylesin.
Sen yer yüzünün tanıyabileceği en alçak, yüzsüz ve utanmaz liderlerinden birisin. Kalan ömrün ne kadardır bilmiyorum ama, ABD’nin ömrü seninkinden de kısa olsun.
Allah seni ve devletini yer ile yeksan eylesin.
Ey Körfez'in rezil kralları!
Sizde zerre kadar iman, ar, haya, namus, iffet, onur, şeref ve haysiyet varsa zincirlerinizi, burunlarınıza takılan tasmalarınızı kırınız.
Ülkelerinizi seçimler ve halkın tercihleriyle yönetecek sistemin önünü açınız.
Halkınız sizin firavunî düzeniniz ve baskılarınızdan kurtulsun.
Mekke Medine sizden kurtulsun.
Hazreti Muhammed’in ümmeti üzerindeki manevi liderlik kudreti tecelli etsin.
Bu trilyonlarca doların hesabını ne milletinize, ne âlemi İslam’a ve ne de Allah’a verebilirsiniz.
Gazze kan ağlarken, bir bardak suya, bir lokma ekmeğe, yarasını saracak gazlı beze, şifası için derman olacak bir tablete dahi muhtaçken, hatta defin için kefen bulamazken…
Bunca parayı, İsrail’e o toprakları bombalatan, ona her türlü silah ve desteği veren zalim Amerika’ya nasıl olur da hayâ etmeden sadece ama sadece birkaç nefeslik iktidarınız için verir siniz?
Sizi cehennemin ateşi de paklamaz.
Sizin kirinizi okyanuslar da temizlemez.
Sizin pisliğiniz ve rezilliğiniz İslam ümmeti için yüz karasıdır.
Açıkça insanlara hangi dine inandığınızı söyleyin.
Daha net bir şekilde, Müslüman böyle olamayacağına göre inandığınız dini ve onun ilahını halkınıza anlatın.
75 yaşına geldim. Bunca tarihi vakalara şahit oldum, şahit olamadıklarıma da kitaplar ve kaynaklar vesilesiyle muttali oldum. Bir Müslüman olarak beni bu derece sukut-u hayale uğratan ikinci bir vaka hatırlamıyorum.
İslam Ümmeti adeta ölmüş vaziyette.
Tek yaşayan bir grup var.
Onlar da her gün onar onar, yüzer yüzer şehit ediliyorlar.
Gazze ve Filistin Müslümanları.
Ya ötekiler?
Büyük Şair’in diliyle;
“ Siz hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?”
Batılılar zalim, gayrimüslim olanlar zulmün mümessili.
Tüm zalimler için yaşasın cehennem!..
“ Zalim Allahın kılıcıdır. Allah o zalimle bir başka zalimden intikam alır. Sonra kalkar o zalimin de hesabını sorar, ondan intikam alır!”
Bütün zalimler, bilesiniz ki zulmünüzle gebereceksiniz.
Yine Allah’ın Resulü şöyle buyuruyor;
“ Kim bir zalime yardım ederse, bilsin ki bir gün Allah o zalimi yardım edene musallat eder.”
Zannetmeyin ki, iktidarınızı devam ettirmekte olan bugünün zalimi ABD’den yarın büyük bir sille yemeyeceksiniz!
Rabbim, mutlaka onu veya başka bir zalimi size musallat edecektir.
Ama dileriz ki, hak ettiğiniz cezayı Müslümanlar, İslam’ın adaleti gereği kesmiş olsunlar.
Allahın ebedi narı, ateşi, cehennemi, karşısında köleler gibi boyun büktüğünüz ABD’nin zalim başkanıyla sizin üzerinize olsun!
Müslüman Türkiyem!
Bu Orta Doğu ziyaretinden çıkarman gereken çok ama çok önemli dersler var. Güçlü, kudretli ve kuvvetli mümin olmaya mecbursun. Allahın Resulü aleyhissalatu vesselam;
“ Güçlü ve kuvvetli olan mümin, zayıf olandan daha hayırlıdır.” buyurmaktadır.
O halde, bizim her yönüyle güçlü kudretli ve düşmanın silahından daha kuvvetli silahlı güce, İslam ümmetini etrafımızda toplayacak tarihteki o büyük güvene ihtiyacımız var.
Bunu sağladığımız anda İslam ümmeti yeniden ayağa kalkacak, (Trump karşısında bu hallerde düşen ) çapulcu liderlerden ülkeleri de İslam coğrafyası da kurtularak, ar damarlarını çatlatan bu sefaletin önüne geçilecektir.
Bütün bunlar bizim güçlü, imanlı ve ihlaslı, cihat ruhuyla yoğrulmuş mücahit bir toplum olmamıza bağlıdır.
Esasen tarihten tevarüs ettiğimiz (miras aldığımız) hakikat de budur.
Tebellür etmiş (billurlaşmış, belirgin hale gelmiş) tarihi misyonumuz güç ve kudretimiz bizim en büyük yol gösterici rehberimizdir.
Ta ki, önderimiz Hazreti Muhammed, rehberimiz Hazreti Kur’an, teslimiyetimiz sadece ve sadece Hazreti Allah oldukça bize hiçbir güç galebe çalamaz.
Allaha emanet olunuz.
Selam, sevgi, saygı ve dualarımla.