Kurban Bayramı’nı Filistinlilere zehir edenlerin Allah belasını versin. Gazze göz göre göre yok edildi ve maalesef bütün Müslümanlar bir şekilde bunu içimize sindirebildik. Bayramda bile katliam yapacak kadar çukurlaşan Siyonistlere ne zaman dur denecek?
Önce bildiğimiz ve anladığımız kadarıyla 7 Ekim sürecini özetleyelim. 7 Ekim 2023 Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin El- Kassam Tugayları tarafından İsrail’e yönelik geniş çaplı bir operasyon başlatıldı. Hamas bu operasyonu, “Aksa Tufanı Operasyonu.” olarak adlandırdı. İsrail ise, “Demir Kılıçlar Operasyonu.” adını verdiği bir karşı saldırı başlattı.
Başlangıçta bütün Müslümanlar, “Bu haklı bir direniş.” demiş Aksa Tufanı Operasyonunu desteklemişti. Ve fakat bu İsrail’in uluslararası arenada mağdur edebiyatı yapmasını sağlayan bir operasyon olmuştu. Zaten İsrail’e destek vermeyi görev bilen Batıdan başka ne beklenir ki?
7 Ekim’de Hamas’ın yaptığı bu operasyon sebebiyle bütün Batılı devletler İsrail’in yanında yer almış ve “İsrail’e yapılacak bir saldırı bize yapılmış sayılacaktır.” mesajı verdiler ve bazı güçlü devletler donanmalarını bölgeye gönderdi.
Zaman geçtikçe Gazze’de işler kötüye gitmeye başladı. Bütün Gazze yerle yeksan edildi. Yıkıntılar altında kalanlar hariç çoğunluğu çocuk atmış bine yakın insan katledildi. İsrail çok acımasız bir politika izledi. Daha önce hiçbir savaşta yapılmayan zalimlikler yaptı. Aslında bu bir savaş da değil ama ifade etmek için öyle diyoruz.
Okulları bombaladı, hastaneleri bombaladı, çadırları bombaladı. Güvenli bölge ilan ettikleri yerlerdeki insanları da bombaladılar. Gazze’ye gıda ve ilaç yardımı girişini bile yasakladılar. Bomba ya da kurşun ile ölmeyen çocukları aç ve ilaçsız bırakıp öldürdüler.
Dünyanın gözü önünde bu zamana kadar uygulanmamış bir soykırım uyguladılar. İnsanlar öldürüldü, kalan sağlar yurtlarından sürülmeye zorlandı. Gazze halkı yine de pes etmedi. Hiçbir şekilde topraklarından vaz geçmediler.
Bütün dünya bu organize ve önceden planlanmış soykırıma sessiz kaldı. Bölge ülke yöneticileri koltuklarını koruma derdinde oldukları için soykırımı görmezden geldiler. Türkiye her platformda “Soykırımı durdurun!” diye feryat etti fakat Siyonist zihniyet sözden anlamıyordu.
İsrail güçten anlıyordu fakat Türkiye’nin güç kullanacak mecali yoktu çünkü Türkiye bir şekilde ve sinsice ekonomik krize sokulmuştu. Türkiye kırılgan ekonomisinin kurbanı olmuş dolayısı ile kıpırdayacak hali kalmamıştı.
Bırakın İsrail ile savaşmayı ticaretini bile kesememiş, üstleri bile kapatamamıştı. Bu uzun soluklu bir işgal planıydı. Arap Baharı adı verilen BOP hayata geçirilmiş, bölge ülkelerinde iktidarlar devrilmiş, sınırlar değişmişti.
İsrail’in yaptığı bu soykırıma karşı çıkma ihtimali olan bütün liderler, “Diktatör!” diye devrilmiş ve katledilmişti. Bu iki yönlü bir projeydi. Ya direk devirip katlediyorlar ya da, “Karşı durursanız akıbetiniz böyle olur.” diye devlet başkanlarına gözdağı veriyorlardı.
İki yüzün üzerinde gazeteci öldürüldüğü halde yapılan bir şey yok. İnsani yardım yapanlara bile saldırıyor insanlıktan nasibini almamış Siyonist zihniyet. Görüldüğü üzere BOP ve devamında uygulanan plan işe de yaradı. Onca gazeteci, onca yardım gönüllüsü ve onca devlet başkanları yok edildi hala bir şey olmamış gibi davranılıyor.
İsrail, bunca vahşeti yapıp, insanlık suçu işlenmesine rağmen kimse hiçbir şey yapmıyor. Büyük Ortadoğu Planı tıkır tıkır işliyor. Bölgede BOP planı uygulanmayan iki ülke kalmıştı. İkisi de bölgenin en güçlü iki ülkesiydi.
Plan gereği İran ile Türkiye sona bırakılmıştı. İki ülkenin Suriye’deki güç savaşı aralarında soğuk savaş yaşamalarına sebebiyet vermişti. Belki de plan iki ülkeyi savaştırıp birbirlerini yok etmelerini beklemekti. İran devletinin başına bir Türk’ün gelişi bu planı akamete uğratmaya yetecek mi? Bunu zaman gösterecek…