Bu sezon birisi TRT 1 de “Taşacak Bu Deniz” ve diğeri ATV de “Gözleri Karadeniz” adında, Doğu Karadeniz’de çekilen iki dizi izleyici ile buluştu. Dizilerin senaryosu ve oyuncu kadrosundan bağımsız bu dizilerin bölgenin tanıtımına yaptığı katkıdan bahsetmek istiyorum.
Gözleri Karadeniz dizisi Rize’nin tanıtımına çok büyük katkı verecektir. Yıllardır Rize’ye gider gelirim. Her yerini de bildiğimi düşünüyordum fakat öyle güzel yerler, öyle müthiş manzaralar gördüm ki, tekrar ve bir an önce Rize ziyareti hayali kurmaya başladım.
Artvin ve Rize benim en sevdiğim illerin başında gelir ve bunu her yerde, her zaman söylerim. Ben betonlaşmış şehirlerden ziyade doğası ve doğallığı ile öne çıkan yerlerde mutlu olanlardanım.
Bu manada Artvin en doğal ve en az tahrip edilmiş illerimizden birisidir. Rize ise müthiş doğal güzelliklere sahip bir ilimizdir. Cumhurbaşkanımızın memleketi olması hasebiyle betonlaşma yoğun olsa bile şehirde bir estetik mimari çabası hemen fark ediliyor.
Rize doğal güzellikleriyle özellikle Körfez Ülkelerinden büyük ilgi görmüştü fakat ülkemizde yayılmaya çalışılan Arap düşmanlığı algısı ile karşılaşan Arap turistler bölgeden ayağını kesmeye başlamış. Oysa Körfez Ülkeleri vatandaşları gittiği her yerde en çok harcama yapan turist tipidir.
Taşacak Bu Deniz dizisi ise TRT 1 de izleyici ile buluştu. Trabzon’un doğu ilçelerinde çekilen dizi manzaralar açısından Rize gibi olmasa bile meraklılarının beğenisini kazanıyor.
Trabzon da turizm denince akla ilk Uzungöl geliyor. Uzungöl de çok ciddi Arap turist çekiyordu fakat duyduklarımız doğru ise orada da durum Rize’den pek farklı değilmiş.
Görünen o ki Trabzon ve Rize Arap turist konusunda çok büyük ivme kazanmışken şimdi geriyedüşmüş. Bu konuda Rize de hem tesis sahibi hem de normal birçok Rizeli ile sohbet etme imanı buldum. Arap turistlerin kaçması konusunda herkes birilerini suçluyor.
Bölgede yaşananlar altın yumurtlayan tavuğu kesmek hikayesi gibi. Fırtına Deresi üzeri ve çevresine yapılmış tesisler ve Ayder Yaylasındaki yatırımlar sadece yerli turistler ile ayakta kalabilecek mi? Bunu yaşayarak göreceğiz.
Bazı insanlar tarafından dizilerin senaryosu ve dili çok eleştiriliyor. Evet, bize göre de yaşanması mümkün olmayan olaylar çok basit bir şekilde işleniyor. Ve fakat şu da unutulmamalı bu diziler kurgu ve tamamen hayal ürünüdür. Günümüzde kurgu ne kadar abartılı olursa o kadar ilgi görüyor.
Her film ya da dizide abartılı konular olabilir fakat bu konular makul bir şekilde işlenmeli. Gözleri Karadeniz dizisinde bu hafta çok komik bir olay yaşandı. Devlet, kendisi diplomatik dokunulmazlıktan dolayı müdahale edemeyeceği bir aracın bulunma görevini başkaraktere verdi, o karakterde bütün Rizelilerden aracı bulmak için yardım istedi.
Herkes Rize sokaklarında ve hatta araç trafiğine kapalı yerlerde bile kedi arar gibi minibüs aradı. Her şeyin bir oluru var. Birincisi sokaklarda sorarak kaçak araç aranmaz. İkincisi devlet birisine gizli bir görev verirse bu herkese söylenmez. Kaldı ki devlet elindeki kamera sistemiyle bir önceki bölümde kayıp birinin yerini hemen tespit etmişti.
Hülasa bu diziler sadece görsel manzaralar için izlenir. Dizi diye değer verip izlemek zaman kaybından başka bir şey değil. Bu kadar emek verip, bu kadar bütçe ayrılmışken bunlardan daha iyisi neden yapılmıyor anlamış değiliz.
