Adnan ÖZ
Köşe Yazarı
Adnan ÖZ
 

KIBRIS SEÇİMLERİ NEYİ GÖSTERDİ?

Kıbrıs seçimleri gösterdi ki iktidarda olanlar hukuksuz işler yapmamalı, adam kayırmamalı ve ne olursa olsun adalet duygusunu zedelememeli. Bu saydıklarım konusunda hassas olmazsanız, “milli güvenlik meselesi.” deseniz bile tekrar seçilemeyebilirsiniz. Kıbrıs’ta geçen hafta Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. Türkiye’nin de desteklediği iki devletli çözümü savunan Sayın Ersin Tatar seçimi kaybetti. Seçimi kazanan Sayın Tufan Erhürman ise Kıbrıs için çok tehlikeli olan federasyonu savunuyor. Bize göre de Kıbrıs için iki devletli çözümden vazgeçip federasyon istemek KKTC den vazgeçmek gibidir. Buna rağmen Kıbrıslı seçmenler neden böyle bir risk aldı? Bunun cevabını Kıbrıs’ı yönetirken seçimi kaybedenler vermelidir. Belki milletin tepkisi iki ayrı devlet politikasına ve Ersin Tatar’a değildi ama hükümet ile Cumhurbaşkanı aynı kefeye konuldu. Evet, Kıbrıs’ı yönetenler neden buralara gelindi diye şapkalarını önlerine koymalı ve onlara oy vermeyenleri değil kendilerini sorgulamalı. Kıbrıs’ın Türkiye için önemini anlatmak gerekirse, “Kıbrıslılar Kıbrıs’tan vazgeçse bile Türkiye Kıbrıs’tan vazgeçemez.” sözü yeterli gelecektir. Bakmayın siz Ak Parti iktidarının zamanında Annan planına destek verdiğine. Şimdi o plan reddedildi diye hepsi duacılar. Rahmetli Erbakan Hoca, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında garantörlük sorumluluğu ile adanın tamamını almak istemişti fakat o günkü şartlarda bunu gerçekleştirememiş. Belki tek başına iktidar olsaydı bunu başarabilirdi. Erbakan Hocanın bu konuda ne kadar kararlı olduğunu İlker Başbuğ Komutan yıllar sonra, “Erbakan Kıbrıs’ın tamamını almak istiyordu. Bir ara masaya öyle bir vurdu ki…” diye itirafta bulundu. Keşke o zaman Kıbrıs tamamen alınsaymış. Türkiye Kıbrıs’ta Birleşik Krallık ve Yunanistan ile birlikte garantör ülkelerden birisidir. Kıbrıs’ta bizim onaylamadığımız hiçbir şey olamaz. Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan’ın üye olmadığı bir yere üye olamaz. “Peki, o zaman Kıbrıs Rum kesimi Avrupa Birliğine nasıl üye oldu?” diye soranlar olabilir. Ülkemizi yönetenlerin basireti bağlanmış olmalı. Aslında Kıbrıs Rum Kesiminin Avrupa Birliğine girebilmesi için Türkiye’nin de üye olması gerekirdi fakat bizimkiler kazanılmış hakları savunmadıkları için Londra Anlaşmasına aykırı durum oluştu ve Kıbrıs Rum Kesimi tek başına Avrupa Birliğine alındı. Sözün özü: siz geçmişte Rumlar tarafından yapılan zulümleri ve ölümleri yeni kuşaklara anlatmazsanız, yeni kuşaklar düşmanınızı dost olarak görebilir. Hatta kendi kurtuluşunu ve geleceğini sizi yok etmek isteyenlerde bile arayabilir. Siz, iktidarda olabilirsiniz fakat ülkeyi adam gibi yönetmezseniz bir gün seçmeniniz bütün riskleri göze alarak size, “Hadi oradan!” diyebilir. Sabır da bir yere kadar, kimse kimsenin sabrını zorlayacak ve midesini bulandıracak işler yaparak iktidarını sürdüremez. Kimsenin de böyle bir şey yapmaya hakkı olmasa gerek. Bugün Kıbrıs’ta yaşananlar yarın Türkiye’de yaşanırsa kimse şaşırmasın. Ve herkes Kıbrıs seçimlerini ve sonuçlarını iyi analiz etsin. Bu zamana kadar Kıbrıs’ın tanınması için gayret gösterilmeyişinin sebebi Kıbrıs’ı yönetenler yarın yanlış işlere tevessül ederse Sayın Devlet Bahçeli’nin ilhak talebine zemin hazır olsun diye olabilir mi? KKTC Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman mecliste ant içerken, “Bugüne kadar hiçbir Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti ile istişare etmeden müzakere yürütmemiştir. Bu benim dönemimde de değişmeyecektir.” dedi. Aklın yolu bir.
Ekleme Tarihi: 26 Ekim 2025 -Pazar

KIBRIS SEÇİMLERİ NEYİ GÖSTERDİ?

Kıbrıs seçimleri gösterdi ki iktidarda olanlar hukuksuz işler yapmamalı, adam kayırmamalı ve ne olursa olsun adalet duygusunu zedelememeli. Bu saydıklarım konusunda hassas olmazsanız, “milli güvenlik meselesi.” deseniz bile tekrar seçilemeyebilirsiniz.

Kıbrıs’ta geçen hafta Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. Türkiye’nin de desteklediği iki devletli çözümü savunan Sayın Ersin Tatar seçimi kaybetti. Seçimi kazanan Sayın Tufan Erhürman ise Kıbrıs için çok tehlikeli olan federasyonu savunuyor.

Bize göre de Kıbrıs için iki devletli çözümden vazgeçip federasyon istemek KKTC den vazgeçmek gibidir. Buna rağmen Kıbrıslı seçmenler neden böyle bir risk aldı? Bunun cevabını Kıbrıs’ı yönetirken seçimi kaybedenler vermelidir.

Belki milletin tepkisi iki ayrı devlet politikasına ve Ersin Tatar’a değildi ama hükümet ile Cumhurbaşkanı aynı kefeye konuldu. Evet, Kıbrıs’ı yönetenler neden buralara gelindi diye şapkalarını önlerine koymalı ve onlara oy vermeyenleri değil kendilerini sorgulamalı.

Kıbrıs’ın Türkiye için önemini anlatmak gerekirse, “Kıbrıslılar Kıbrıs’tan vazgeçse bile Türkiye Kıbrıs’tan vazgeçemez.” sözü yeterli gelecektir. Bakmayın siz Ak Parti iktidarının zamanında Annan planına destek verdiğine. Şimdi o plan reddedildi diye hepsi duacılar.

Rahmetli Erbakan Hoca, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında garantörlük sorumluluğu ile adanın tamamını almak istemişti fakat o günkü şartlarda bunu gerçekleştirememiş. Belki tek başına iktidar olsaydı bunu başarabilirdi.

Erbakan Hocanın bu konuda ne kadar kararlı olduğunu İlker Başbuğ Komutan yıllar sonra, “Erbakan Kıbrıs’ın tamamını almak istiyordu. Bir ara masaya öyle bir vurdu ki…” diye itirafta bulundu. Keşke o zaman Kıbrıs tamamen alınsaymış.

Türkiye Kıbrıs’ta Birleşik Krallık ve Yunanistan ile birlikte garantör ülkelerden birisidir. Kıbrıs’ta bizim onaylamadığımız hiçbir şey olamaz. Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan’ın üye olmadığı bir yere üye olamaz. “Peki, o zaman Kıbrıs Rum kesimi Avrupa Birliğine nasıl üye oldu?” diye soranlar olabilir.
Ülkemizi yönetenlerin basireti bağlanmış olmalı.

Aslında Kıbrıs Rum Kesiminin Avrupa Birliğine girebilmesi için Türkiye’nin de üye olması gerekirdi fakat bizimkiler kazanılmış hakları savunmadıkları için Londra Anlaşmasına aykırı durum oluştu ve Kıbrıs Rum Kesimi tek başına Avrupa Birliğine alındı.

Sözün özü: siz geçmişte Rumlar tarafından yapılan zulümleri ve ölümleri yeni kuşaklara anlatmazsanız, yeni kuşaklar düşmanınızı dost olarak görebilir. Hatta kendi kurtuluşunu ve geleceğini sizi yok etmek isteyenlerde bile arayabilir.

Siz, iktidarda olabilirsiniz fakat ülkeyi adam gibi yönetmezseniz bir gün seçmeniniz bütün riskleri göze alarak size, “Hadi oradan!” diyebilir. Sabır da bir yere kadar, kimse kimsenin sabrını zorlayacak ve midesini bulandıracak işler yaparak iktidarını sürdüremez. Kimsenin de böyle bir şey yapmaya
hakkı olmasa gerek.

Bugün Kıbrıs’ta yaşananlar yarın Türkiye’de yaşanırsa kimse şaşırmasın. Ve herkes Kıbrıs seçimlerini ve sonuçlarını iyi analiz etsin.
Bu zamana kadar Kıbrıs’ın tanınması için gayret gösterilmeyişinin sebebi Kıbrıs’ı yönetenler yarın yanlış işlere tevessül ederse Sayın Devlet Bahçeli’nin ilhak talebine zemin hazır olsun diye olabilir mi?

KKTC Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman mecliste ant içerken, “Bugüne kadar hiçbir Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti ile istişare etmeden müzakere yürütmemiştir. Bu benim dönemimde de değişmeyecektir.” dedi. Aklın yolu bir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 24saathaber.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi