Adnan ÖZ
Köşe Yazarı
Adnan ÖZ
 

KIBRIS SEÇİMLERİ ÜZERİNE

Aslında perşembe günleri spor yazısı günümüzdü fakat Kıbrıs seçimlerinin önemi ve seçimlerin bu hafta sonu yapılacak oluşu Milli Maçları yazma düşüncemi askıya aldırdı.   Bulgaristan ve Gürcistan maçlarını farkı skorlar ile kazanarak grup ikinciliğini büyük bir ölçüde garantileyen Türk Milli Futbol takımını tebrik ederiz.   Hani bizim için söylendiği iddia edilen bir söz var ya, “Türkiye Türklere bırakılamayacak kadar önemli bir ülkedir!” diye. Biz bu sözü Kıbrıs için uyarladık ve “Kıbrıs, Türkiye için Kıbrıslılara bırakılamayacak kadar önemlidir!” diyoruz.   Neden mi böyle düşünüyoruz çünkü Türkiye’nin güvenliği Kıbrıs’tan başlıyor. Kıbrıs adeta fokur fokur kaynayan güney cephemizin her bölgesini kontrol edebileceğimiz bir noktadır.   Kıbrıs Akdeniz’de Mavi Vatan düşüncemizin güvencesidir. Kıbrıs, 1699 da yapılan Karlofça Anlaşması sonrası ilk toprak kazanımımız olması bakımından da çok önemlidir.   Kıbrıs’ta bu pazar yapılacak seçimde mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Tufan Erhürman yarışıyor. Bu seçimde iki fikir, iki cephe var. Bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti fikrine karşı Federal bir devlet anlayışı karşı karşıya. Bakalım hangisi kazanacak?   Tufan Erhürman, federal temelde, iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı bir çözüm vizyonunu savunmaktadır. Bize göre federal temelde iki toplumlu siyasette eşit devlet iddiası süslü cümleler ile sunulan bir kandırmacadan ibarettir.   Çünkü bu konu da ne Rumlara ne Yunanistan’a ne de Avrupa Birliğine güvenilir. İki farklı din, iki farklı ırk ve geçmişte yaşanan katliamlar ortada. Ada da hazır iki devlet kuruluyken neden birleştirilmek isteniyor bir düşünelim.   1974 Barış Harekatı öncesi Rumların soydaşlarımıza yaptığı zulmü yaşamayan genç kuşağı federal devlet fikrine ikna etmek kolay olabilir fakat o günleri yaşayanların buna izin vereceğini sanmıyoruz.   Ada da yaşayan Türklerin huzur içinde hayatlarını sürdürebilmeleri için bir tek güvenceleri var o da Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Türkiye olmasa Türklere Kıbrıs’ta yaşama hakkı verileceğini düşünmek kimse kusura bakmasın ama saflıktır.   Birçok yerde dini bir olan milletleri bile birbirinden ayırırken, iki farklı din ve iki farklı milleti birleştirme çabasının altında iyi niyet aramak en basit ifadeyle dünyayı bilmemek ya da ahmaklıktır.   Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bağımsız bir devlet olarak hayatını sürdürmelidir. Geçmişte hatalar yapılmış olabilir fakat artık hata yapma lüksümüz yok. Kıbrıs’ta kim mevcut durumu savunuyorsa Türkiye onu desteklemelidir.   Kazanılmış haklardan vazgeçilir mi? Tabii ki geçilmemeli. O zaman ne oldu da Kıbrıs’ta federasyon isteyenler ile mevcut düzeni savunanları kafa kafaya yarışır hale geldi? Kıbrıs’ta görüştüğümüz dostlara adanın böyle riskli bir duruma neden geldiğini sorduk.   “Yöneticilerin hukuksuz işleri çok ve yolsuzluk yapıldığı iddiaları yıpranmalara sebep oldu. Bir de Tufan Erhürman Cumhurbaşkanı olsa bile Türkiye yanlış bir şey yapmasına müsaade etmez.” diye düşünüldüğünü söylediler. En önemlisi de bazı kesimler tarafından iktidara had bildirme düşüncesi öne çıkıyormuş.   Güney Kıbrıs’ta Siyonistlerin yoğun bir şekilde yerleşim yeri aldıkları biliniyor. Aynı şekilde Kuzey Kıbrıs için Siyonist zihniyetin düşünceleri de ortada değil mi? Bu işin şakası yok, çok dikkatli ve çok akıllı siyaset gütmemiz gerekiyor.     Kıbrıs, Türklere ait bir adadır ve başka ellere bırakılamaz. Bütün Kıbrıslılar Kıbrıs’tan vazgeçse bile Türkiye Kıbrıs’tan vaz geçmemeli. Türkiye Kıbrıs’tan vazgeçtiği gün güney cephesi yumuşak karın durumuna gelmiş olur. Sonra da eyvah kar etmez.  
Ekleme Tarihi: 16 Ekim 2025 -Perşembe

KIBRIS SEÇİMLERİ ÜZERİNE

Aslında perşembe günleri spor yazısı günümüzdü fakat Kıbrıs seçimlerinin önemi ve seçimlerin bu hafta sonu yapılacak oluşu Milli Maçları yazma düşüncemi askıya aldırdı.

 

Bulgaristan ve Gürcistan maçlarını farkı skorlar ile kazanarak grup ikinciliğini büyük bir ölçüde garantileyen Türk Milli Futbol takımını tebrik ederiz.

 

Hani bizim için söylendiği iddia edilen bir söz var ya, “Türkiye Türklere bırakılamayacak kadar önemli bir ülkedir!” diye. Biz bu sözü Kıbrıs için uyarladık ve “Kıbrıs, Türkiye için Kıbrıslılara bırakılamayacak kadar önemlidir!” diyoruz.

 

Neden mi böyle düşünüyoruz çünkü Türkiye’nin güvenliği Kıbrıs’tan başlıyor. Kıbrıs adeta fokur fokur kaynayan güney cephemizin her bölgesini kontrol edebileceğimiz bir noktadır.

 

Kıbrıs Akdeniz’de Mavi Vatan düşüncemizin güvencesidir. Kıbrıs, 1699 da yapılan Karlofça Anlaşması sonrası ilk toprak kazanımımız olması bakımından da çok önemlidir.

 

Kıbrıs’ta bu pazar yapılacak seçimde mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Tufan Erhürman yarışıyor. Bu seçimde iki fikir, iki cephe var. Bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti fikrine karşı Federal bir devlet anlayışı karşı karşıya. Bakalım hangisi kazanacak?

 

Tufan Erhürman, federal temelde, iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı bir çözüm vizyonunu savunmaktadır. Bize göre federal temelde iki toplumlu siyasette eşit devlet iddiası süslü cümleler ile sunulan bir kandırmacadan ibarettir.

 

Çünkü bu konu da ne Rumlara ne Yunanistan’a ne de Avrupa Birliğine güvenilir. İki farklı din, iki farklı ırk ve geçmişte yaşanan katliamlar ortada. Ada da hazır iki devlet kuruluyken neden birleştirilmek isteniyor bir düşünelim.

 

1974 Barış Harekatı öncesi Rumların soydaşlarımıza yaptığı zulmü yaşamayan genç kuşağı federal devlet fikrine ikna etmek kolay olabilir fakat o günleri yaşayanların buna izin vereceğini sanmıyoruz.

 

Ada da yaşayan Türklerin huzur içinde hayatlarını sürdürebilmeleri için bir tek güvenceleri var o da Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Türkiye olmasa Türklere Kıbrıs’ta yaşama hakkı verileceğini düşünmek kimse kusura bakmasın ama saflıktır.

 

Birçok yerde dini bir olan milletleri bile birbirinden ayırırken, iki farklı din ve iki farklı milleti birleştirme çabasının altında iyi niyet aramak en basit ifadeyle dünyayı bilmemek ya da ahmaklıktır.

 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bağımsız bir devlet olarak hayatını sürdürmelidir. Geçmişte hatalar yapılmış olabilir fakat artık hata yapma lüksümüz yok. Kıbrıs’ta kim mevcut durumu savunuyorsa Türkiye onu desteklemelidir.

 

Kazanılmış haklardan vazgeçilir mi? Tabii ki geçilmemeli. O zaman ne oldu da Kıbrıs’ta federasyon isteyenler ile mevcut düzeni savunanları kafa kafaya yarışır hale geldi? Kıbrıs’ta görüştüğümüz dostlara adanın böyle riskli bir duruma neden geldiğini sorduk.

 

“Yöneticilerin hukuksuz işleri çok ve yolsuzluk yapıldığı iddiaları yıpranmalara sebep oldu. Bir de Tufan Erhürman Cumhurbaşkanı olsa bile Türkiye yanlış bir şey yapmasına müsaade etmez.” diye düşünüldüğünü söylediler. En önemlisi de bazı kesimler tarafından iktidara had bildirme düşüncesi öne çıkıyormuş.

 

Güney Kıbrıs’ta Siyonistlerin yoğun bir şekilde yerleşim yeri aldıkları biliniyor. Aynı şekilde Kuzey Kıbrıs için Siyonist zihniyetin düşünceleri de ortada değil mi? Bu işin şakası yok, çok dikkatli ve çok akıllı siyaset gütmemiz gerekiyor.  

 

Kıbrıs, Türklere ait bir adadır ve başka ellere bırakılamaz. Bütün Kıbrıslılar Kıbrıs’tan vazgeçse bile Türkiye Kıbrıs’tan vaz geçmemeli. Türkiye Kıbrıs’tan vazgeçtiği gün güney cephesi yumuşak karın durumuna gelmiş olur. Sonra da eyvah kar etmez.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 24saathaber.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi