Neden mi spor yazıyorum çünkü güncel konuları yazmak yüreğimizi acıtıyor. Yazsan bir dert yazmasan vicdan azabı! Gazze yerle bir edildi. Lübnan perişan edildi. Suriye yakıldı, yıkıldı ve BOP’a göre dizayn edildi. Libya yok edildi. Irak etkisiz hale getirildi.
Katar da HAMAS üyesi bazı isimlerin bulunduğu bina uçaklar ile bombalandı. Ve hatta İran’ın başkenti Tahran’a bile saldırıldı. Bütün bölge ülkeleri maalesef kurbanlık koyun gibi sıranın kendilerine gelmesini bekliyor.
Bölgede bir çıbanbaşı terör devleti istediğini yapıyor, istediği Müslüman ülkeyi bombalıyor ama milyarlarca Müslüman sesini çıkaramıyor. Maalesef Müslüman devletler bir İspanya devleti ve Müslümanlar da İspanyollar kadar tepki veremiyor.
“Gazze’de çocuklar kurşun ve bombalarla ölüyor!” diye isyan ediyorduk. Şimdi daha beteri ile karşı karşıyalar artık Gazze’de çocuklar açlıktan ve susuzluktan bile ölüyor. Buna yürek dayanır mı? Allah aşkına biraz düşünelim: Bir çocuğun açlıktan ölmesi ne demek? Dünyanın sonu gelse zamanıdır.
Bölgemizde yaşananlar nasıl kabul ediliyor anlamıyoruz. Bu çok büyük ve her yeri yakacak bir ateş, “Biz Türkiye’yiz, bize bir şey olmaz!” diyenler var ama iş öyle değil. Bir gün bu ateşin bizi yakmayacağını düşünmek en basit ifade ile saflıktır.
“Gazze sana geliyoruz!” diye yola çıkan insanlığın vicdanı SUMUD kafilesi Siyonist zihniyetin zulmünü yıkabilecek mi? Devletlerin duyarsız kaldığı bir durumda sivil inisiyatif insanlığın onurunu kurtarmak için yola çıktı. Umarız başarılı olurlar.
Ülkemizde ise ekonomik krizin izleri hala silinemedi. Ekonomik kriz, krizden en az sorumlu olanları eziyor. Ekonomiyi sadece kamu hizmetlerine zam yapmak, vergi koymak gibi kolay ve basit bir şekilde çözeceğini düşünenler dar gelirlileri ve emeklileri ezdiklerini görmüyorlar mı?
Çiftçinin ürettiği ürün tarlada para etmezken; 10-15 katı fiyatlara tüketiciye arz edilmesi hükümet üyeleri dahil milletin ekseriyetini rahatsız ediyor fakat çözüm olarak düşünülen hal yasası yıllardır bir türlü çıkarılamıyor. Bunun altında bilmediğimiz bir şey mi var merak ediyoruz.
Yerli üretimi destekleyelim diye kampanyalar yapıyoruz fakat bir Almanın 1 milyon altı yüz bin tl civarında bindiği TOGG’a bir Türk 2 milyon üç yüz bin tl civarında bir paraya binebiliyor. Bu nasıl bir anlayış anlamakta zorluk çekiyoruz.
Sadece araç mı? Hayır, gıdadan beyaz eşyaya Türkiye’de üretilen her ürün Avrupa’da bizdekinden daha düşük fiyata satılıyor. Bu arada Avrupa’da üretilen ürünlerde Avrupalıya bizdekinden ucuz fiyata satılıyor. Bu durumu izah edecek bir şey bulamıyoruz.
Ülkemizde çocukları kullanıp, Türkiye’nin her yerini kriminal alana çeviren bir operasyon çekildiği iddia edilmektedir. “İnfaz yasası ivedi bir şekilde yeniden düzenlenip çıkarılmalıdır!” diye herkes söylerken, bu yasanın neden çıkmadığının cevabı nedir acaba?
Ne soralım, nasıl yazalım? Yazamıyoruz işte ama yazsak da yazmasak da içimiz acıyor. Onun için spor yazarak bir bakıma üç maymunu oynuyoruz. Haberleri dinlemeyerek gerçeklerden kaçıyoruz. Biz bu dünya imtihanını sanırım veremiyoruz!