Gönlümüz İsrail yıkılsın ve yok olsun istiyor ama aslında Siyonist zihniyetin yok olmasını istiyoruz çünkü İsrail’de de bu soykırıma karşı çıkan Yahudiler, siviller ve hiç suçu olmayan çocuklar var. Biz de inancımız gereği, “Haksız yere bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmek gibi.” olduğunu düşünüyoruz.
Ve, “Suçun şahsiliği ilkesi gereği dedesinin ya da babasının işlediği bir suçtan dolayı Yahudi bile olsa masum bir çocuğa kıyılmasına gönlümüz razı gelmez.” diyor fakat Siyonistlerin sivil olmadığını da belirtmeden geçemiyoruz.
Ve fakat Siyonist zihniyet son yıllarda iyice azıttı. İsrail Devletinin başında bulunan bir çukur bölgeyi ateşe veriyor. Bütün dünyayı da arkasına almış, belki Müslümanlar arkasında değil ama karşısına çıkıp, “Ne yapıyorsun sen?” diye soramıyor, bir bakıma dolaylı destek vermiş oluyor.
Gazze’de istediği sürede ve istediği şekilde amacına ulaşamayan cani bu sefer de İran’a saldırdı.
Gerekçesi ise, “Bende olan silah sende olmamalı!” İran karşılık verip misilleme yapınca da elinden oyuncağı alınmış mızıkçı çocuk gibi dünyaya, “Bakın İran bu, gördünüz işte bana saldırıyor. İran’ı durdurmamıza yardımcı olmalısınız.” diyerek üçüncü dünya savaşının fitilini ateşlemeye çalışıyor.
Biz, her şeye rağmen çok dikkatli olup, oyuna gelmemeli, aklıselim hareket etmeliyiz. Siyonistler ABD siyasetini esir almış, koca devleti istediği gibi yatırıp kaldırıyor. İkinci dünya savaşı sonrası kurulan, insan hakları ve demokrasi savunucusu gibi görünen ikiyüzlü düzen bile Siyonistler yüzünden yerle bir oldu. Bedelini ise masum çocuklar ödüyor.
İran bizi şaşırttı. İçeride o kadar ajan olduğu bilindiği halde hiç tedbir almayıp bu kadar üst düzey yönetici ve bilim insanının aynı anda kaybedilmesi akıl alır gibi değil. İsrail uçakları İran hava sahasının üzerinde bütün İran’ı bombaladılar, bir Allah’ın kulu da çıkıp kuş lastiği ile bile bir taş atmadı. “Demek ki İran’da boşmuş!” diye düşünüyorduk ki, İsrail’i güdümlü füzelerle pişman etti ve bizi yine şaşırttı.
İran Devleti ile ilgili düşüncelerimi bilenler, “Müslüman katili Rejim diyordun, şimdi onları mı savunuyorsun?” diyebilirler. Biz hem adaleti hem de İran sonrası sıranın Türkiye’ye geleceğine dair endişe duyduğumuz için bir bakıma kendimizi de savunuyoruz.
Evet, İran yıllardır Müslüman kanı değil de Siyonist kanı dökmüş olsaydı bugün başına bunlar gelmezdi. Evet, Molla Rejimi saltanatını sürdürebilmek için çok can yaktı, çok kan akıttı hem de Müslüman kanı fakat bugün durum farklı, İsrail’in tavrı, nihai hedefi ve insan olmamızın gereği olarak İran’ın yanında durmamız gerekiyor.
Zalimlerin acımasızca hesapları var biliyor ve üzülerek izliyoruz. Ve yine biliyoruz ki Allah adildir, zulmedenlerin dünyalarını bir gün başlarına yıkacaktır. İnanıyoruz ki hesap günü yakındır, zaten bir ümidimiz Yaradan’ın hesabı göreceği günün yakın olduğunu düşünmemiz. Yoksa Müslümanlar olarak maalesef Müslümanlığın sınavını veremedik.
İslam Coğrafyasını kan gölüne çevirip, masum insanların canına kıyanların ateşi bol olsun ve hepsinin cayır cayır yandığını görmek bize de nasip olsun. Yazının çok ağır olduğunu biliyoruz fakat Gazze’de yaşananları görünce bizimde ölçümüz kayboldu.
İnsanın İslam Coğrafyasında olanları görüp de tedbir almayan ve hala, “Birlikten kuvvet doğar.” demeyen Müslüman yöneticilere bakıp üzülmemesi mümkün mü? Allah, “Hak ettiğiniz şekilde yönetilirsiniz!” diye buyurmuş mealen. Biz, ne diyelim ki? Allah büyüktür ve bir hesabı vardır elbet.