İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan düzen çöktü. Uluslararası kurumlar iflas etti. Bir kutbunda ABD, bir kutbunda Sovyetler Birliği olan iki kutuplu dünya düzeninin bir de karanlık boyutu vardı.
Altı yıl süren savaş, Avrupa ülkelerinin ekonomilerini ve askeri kabiliyetlerini yok etmişti. ABD Başkanı Harry Truman, 2. Dünya Savaşı sonrasında Avrupalı müttefiklerin savaş yaralarını sarmak ve Sovyetler Birliği’nin etki alanını sınırlandırmak için 12 Mart 1947’de Kongre’de Truman Doktrini’ni ilan etti. Bu doktrin Türkiye ve Yunanistan’ı da kapsayacak biçimde 3 Temmuz 1948’de yürürlüğe sokulan Marshall Yardımı ile daha da genişletildi.
Truman Doktrini ve Marshall Planı ile birlikte Soğuk Savaş dönemi de başlamış oldu. Soğuk Savaş yıllarında iki blok arasında karanlık olaylar yaşandı. ABD, NATO çatısı altında gayriyasal yapılanmalar oluşturdu. En bilinen ismiyle Gladyo yapılanması komünizm ile mücadele adı altında kirli işlere imza attı.
Bu gayriyasal oluşumlar Türkiye, İtalya, Fransa ve İspanya gibi bazı Avrupa ülkelerinde yapılan darbeler, darbe girişimleri ve karanlık olayların ardında yer aldı. Gladyo yapılanmalarına karşı Avrupa’da büyük mücadeleler verildi. Adına Temiz Eller operasyonları denilen soruşturmalar gerçekleştirildi.
Türkiye, bu küresel karanlık yapıların saldırılarına maruz kalan ülkeler içinde ilk sırada yer aldı. Ülkemizde yaşanan askeri darbeler, terör eylemleri, ekonomik saldırılar ve türlü türlü kaos olaylarının ardında bu gayriyasal Gladyo yapılanmaları yer aldı.
Sovyetler Birliği’nin çökmesi ve Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ardından Türkiye’de de yavaş yavaş Temiz Eller operasyonları konuşulmaya başladı. Ancak ülkemizdeki karanlık yapıların pes etmeye niyeti yoktu. 90’lı yılların karanlık olaylarının faili bu yapılar, ülkemizde kanlı olaylara ve siyasi krizlere imza atmaya devam ettiler.
Komünizm tehlikesi bahanesiyle varlıklarını sürdürme imkânı ortadan kalkınca yeni tehdit olarak İslâm’ı ve Müslümanları hedef almaya başladılar. Soğuk Savaş dönemi sonrası İslam karşıtlığı üzerinden varlıklarını sürdüren karanlık yapılar, bu sayede İslamofobik Batı’nın desteğini almaya devam ettiler.
Refah Partisi’nin iktidar ortaklığı döneminde meydana gelen Susurluk kazasıyla silüeti beliren ve adına derin devlet denilen karanlık yapının, gün geçtikçe küresel vesayetin aparatı olduğu açığa çıktı. Gladyo’nun sağ-sol kanatlarının ardından esas gövdesi olan FETÖ de 2010 yılından sonra kendini göstermeye başladı.
2011 seçimlerinden sonra Türkiye’nin yükselişini durduramayacaklarını anlayanlar Gladyo’nun esas beyni FETÖ’yü sahaya sürmek zorunda kaldılar. Asıl Temiz Eller operasyonu 17-25 Aralık’tan sonra başladı. Çünkü Gladyo’nun tüm unsurları gün yüzüne çıkmıştı artık. 15 Temmuz darbe ve ihanet girişimine karşı milletimizin gösterdiği yüksek direnç sayesinde darbeler defteri kapatıldı.
Bugünlerde yine aynı karanlık yapılar çok hareketli görünüyor. Zira yeni dünya düzeni arayışları hızla devam ediyor. Türkiye’nin yeni dünya düzeninde güçlü söz sahibi olmasını istemeyenler, içeride huzursuzluk çıkarmaya çalışıyor. Tabii aynı zamanda Gladyo’nun kalıntılarının da tamamen temizlenmesini engellemek istiyorlar.
Son zamanlarda ortaya çıkan kirli ilişkiler ağının ilginç yerlere uzanması dikkat çekici. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın nereye uzanırsa uzansın sonuna kadar gidilmesi talimatını vermesi çok çok önemli. Bu karanlık yapılar, meseleyi sulandırıp, temizlikten kurtulmanın arayışı içinde.
Soğuk Savaş’ın bitmesiyle başlayan süreçte çok önemli bir aşamaya gelindi. Tarihî bir fırsatın arifesindeyiz. Bizden diye düşündüklerimiz aslında Gladyo’nun unsurları olabilir. Temizliğin tam vakti, kimsenin gözünün yaşına bakılmamalı…