Polis ile gazeteciler arasında zaman zaman yaşanan gereksiz gerilimler, ne yazık ki en çok Samsun’da hissediliyor.
Bizler de meslek hayatımız boyunca bu tür anlamsız, ego dolu tutumlarla karşılaştık. Bu yaklaşımlar, yalnızca gazetecilerin motivasyonunu kırmakla kalmıyor; emniyet teşkilatına olan güveni ve İçişleri Bakanlığı’na duyulan saygıyı da zedeliyor.
Bu durumun kasıtlı mı yoksa bireysel tutarsızlıklardan mı kaynaklandığını bilemiyoruz. Ancak konu açılmışken, bazı emniyet mensuplarının basın mensuplarına sergilediği tutarsız, psikolojik olarak sorunlu, saldırgan sayılabilecek davranışlarının ciddi biçimde gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Özellikle yüzlerini maske ile gizleyen ve kırmızı giysi giyen bazı polislerin, gazetecilere yönelik öfkeli ve sert tavırları kamuoyunun da dikkatini çekmiş durumda. Araçlarının ön camında basın kartı görünmesine ve kimliklerini ibraz etmelerine rağmen, gazetecilere sorgulayıcı, küçümseyici ve hatta alaycı bir üslupla yaklaşılması kabul edilemez.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın onayladığı ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan kuruluşların kartlarının dahi sorgulanması, 2016 yılı 15 Temmuz hain darbe girişimi öncesinde devlet içerisinde ki bazılarının hükümete yönelik yaptığı kasti refleksleri hatırlatır niteliktedir. Bu durum sadece bugünkü münferit bir olayla sınırlı değildir; son dönemde birçok meslektaşımız, benzer davranışlarla karşı karşıya kalmıştır.
Daha dün, Samsun Valiliği girişinde, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından verilen resmi basın kartını barkod okuyucuya okutmamıza rağmen, sistemde kartın tanınmasına karşın görevli polis memuru tarafından "Bu ne kartı?" şeklinde sorulara maruz kalmamız, bizleri hem şaşırtmakta hem de üzmektedir.
Bu ülkede kamu yararına, hiçbir maddi karşılık beklemeden gece gündüz çalışan basın mensuplarına, en azından görevlerinin niteliği ve hukuki dayanakları hakkında bilgi verilmesini, emniyet mensuplarının bu konuda bilgilendirilmesi ve eğitilmesini önemli görüyoruz.
Basın özgürlüğü, demokrasimizin temel taşıdır. Kamu görevi ifa eden tüm tarafların, karşılıklı saygı çerçevesinde ve hukuka uygun davranması ortak sorumluluğumuzdur.