Teşekkürler Samsun, teşekkürler Samsunspor başlığı attık fakat bir teşekkür de Arbnor Muja’ya etmek gerekir çünkü geçen sezonun son maçın son saniyesinde o golü atmasaydı biz ligi üçüncü bitiremezdik ve dolayısı ile bugün belki de UEFA Konferans Liginde olamazdık. Kiralık gönderilmiş isabet olmuş, maalesef bu seviyenin oyuncusu değildi. Bir Teşekkür de büyük Samsunspor taraftarına edelim. Neden mi? Çünkü bu maçta seyirci değil taraftar olduğu için. Stadı doldurup maç boyunca top rakibe geçince ıslıklayıp, biz atağa kalkınca da takıma coşku vermeye çalıştıkları için. UEFA Avrupa Ligi play-off maçı oynayacağımız için haftalardır spor medyasında haber olduk. Hem de Beşiktaş’tan bile önce. Bize göre Avrupa’da çok tecrübeli olan Panathinaikos ile deplasmandaki maçta başa baş oynadık. İçerdeki maçta da çok üstün oynadık fakat gol atma başarısı gösteremedik. Bazı oyuncular bekleneni verebilse belki bu maçı galip bitirebilirdik. Mesela Emre kullandığı iki korner atışını da ilk rakibinden aşırtamadı. Rakip takım oyuncular, oyun her duruşunda zaman çalmaya oynadı ama bizimkilerinde pek acelesi yoktu. Maalesef zamanın kıymetini bilemedik. Son dakikalarda iki frikik kazandık fakat ikisini de anlaşılmaz bir şekilde ters ayaklı oyuncular ile harcadık. Ceza yayı üstü sağ çaprazdan kazandığımız atışı sağ ayaklı Ntcham ile ve ceza yayı üstü sol çaprazdan kazandığımız atışı da sol ayaklı Soner ile kötü kullandık. Aslında tam tersi olmalıydı. Bu sezon Samsunspor’un ilk önce santrafor transfer etmesi gerekiyordu fakat transfer komitesi ya da başkan kim karar veriyor ise maalesef bir santrafor hala bulamadılar. Başkanımızın çok parası var fakat ucuza oynayacak oyuncu arıyor sanırım. Bu seviyeleri oynayabilen oyuncuların maliyeti maalesef çok yüksek ama ancak kaliteli ayaklar ile başarılı olunuyor. Bazıları transferleri eleştiriyoruz diye kızıp, “Dört yıl önce 2. Ligde olan takım bugün Avrupa’da top oynuyor. Daha ne istiyorsunuz?” diyor. Evet, öyle ama şu da unutulmamalı her zaman hedef yükseltip daha iyisini istemezseniz geri gidersiniz. Başkanımız Sayın Yüksel Yıldırım’a bize bu seviyeleri yaşattığı için teşekkür ediyoruz fakat yanlış ya da eksik yaptığını görünce de uyarmak görevimiz olmalı diye düşünüyoruz. Başkanımızın, “Bir gün herkesin ikinci takımı Samsunspor olacak.” iddiası vardı. Samsunspor Başkanına iddiasını gerçekleştirme fırsatı doğdu. Avrupa’da üç takımımız kaldı. Samsunspor iyi sonuçlar alır, gruptan çıkarsa herkesin takdirini kazanacaktır. Zaten iki maçta da oynadığı oyun ile milletin beğenisini kazandık. İçerdeki üç maçı ve Breidablik takımını da deplasmanında yenip hem ülke puanına katkı verip hem de milletin gönlünde yer ediniriz. Dört galibiyet bizim bir üst tura çıkmamızı sağlayacaktır. Galatasaray’dan Şampiyonlar Liginde büyük başarılar bekliyoruz. Oyuncu kalitesi seviyesini bu kadar yükseltip, bu kadar borç yükü altına giren bir takımın başarısız olması büyük sıkıntı yaratır. Galatasaray bu sene başarısız olursa kendi sonunu hazırlayabilir. Fenerbahçe ve Jose Mourinho, taraftarını hayal kırıklığına uğrattı. Aslında Mourinho sezon başından beri, “Biz Şampiyonlar Ligi seviyesinde bir takım değiliz.” deyip bu elenişin yolunu yapmıştı. Geldiğinden beri Türk futbolunu ve Fenerbahçe camiasını küçük görüp tazminatını alıp gitmek isteyen hoca bunu sonunda başardı. Artık Fenerbahçe’den UEFA’da final bekliyoruz. Beşiktaş ile Başakşehir de bizleri hayal kırıklığına uğrattı. Yılların tecrübesi iki takımımız çok vasat takımlara elenerek herkesi üzdü. Türk futbolu adına 28 Ağustos maalesef kara bir tarih oldu. Alman Milli Takımı oyuncusu Leroy Sane Galatasaray’a geldi diye milli takıma alınmamış. Alman Milli Takım hocası Julian Negelsmann ligimizi düşük seviye bir lig olarak tanımlamış ve Sane’yi milli takıma alması için daha iyi istatistikler beklediğini söylemiş. Bu durum zorumuza gidiyor, kabullenmek zor fakat sanki gerçeklik payı da var. Neden mi? Çünkü dört takımımızın da Avrupa’dan elenmesi ya da bir alt kulvara düşmesi sanırım adamı haklı çıkarmış. Biz, Samsunspor olarak önümüze bakalım. Biz, Avrupa’da pekala başarılı olabiliriz çünkü bir oyun anlayışımız ve mücadele gücümüz var. Takıma uyum sağlayacak bir golcü ile gol sorunu çözülürse, taraftarda tribünleri doldurup aynı desteği verirse başarı neden gelmesin ki?