Murat MARAP
Köşe Yazarı
Murat MARAP
 

GAZZE KAN GÖLÜ... SESSİZ OLUN! MÜSLÜMANLAR UYUYOR

Gazze bugün kan gölüne dönmüş durumda. Çocukların çığlıkları gökyüzüne yükseliyor, anneler evlatlarını toprağa veriyor, babalar çaresizlik içinde başını ellerinin arasına alıyor. Bir avuç masum insan, dünyanın gözü önünde sistemli bir şekilde katlediliyor. Bombalar çocukların üzerine yağıyor, masumların kanı sokaklarda akıyor. Ama asıl utanç, bu manzarayı sadece kınama mesajlarıyla geçiştiren, milyonlarca nüfusa, trilyonlarca dolara, devasa ordulara sahip Müslüman ülkelerin acziyetidir. Dünya ise bu vahşeti seyretmekle yetiniyor. Peki, Müslümanlar ne yapıyor? Koca bir ümmet, yüzlerce milyon insan, milyarlarca servet ve yüzlerce devlet... Ama ortada koca bir sessizlik var.   Her fırsatta ümmetten, kardeşlikten, mazlumun yanında olmaktan bahseden yöneticiler, iş fiiliyata gelince sessizliği seçiyor. Ümmetin kalbi Gazze’de atması gerekirken, ne yazık ki Müslüman coğrafya derin bir uykuya dalmış durumda. Camilerimiz dolup taşsa da, dudaklarımızdan dualar eksilmese de, eylemsiz bir iman, mazluma merhem olamıyor. Sözde “birlik ve beraberlik” nutukları atan devletler, kendi menfaatlerini Filistin’in feryadından üstün tutuyor. Kimi ülkeler Batı’nın uşağı olmuş, kimi petrol servetini Batılı bankalarda saklıyor, kimi ise sessizliğiyle zalimin suç ortağı haline geliyor.   Bugün İslam coğrafyasının büyük kısmı, İsrail’in işgaline ve katliamlarına dolaylı destek sunuyor. Hava sahalarını açanlar, limanlarını kullandıranlar, ticareti sürdürenler, aslında zalimin suçuna ortak oluyor. Bu suskunluk, bu teslimiyet, bu korkaklık ümmetin geleceğini karartıyor.   Bugün Gazze kan ağlarken, Müslümanların suskunluğu tarih boyunca ümmetin alnına kara bir leke olarak yazılacaktır. Allah’ın kitabında defalarca vurguladığı "mazlumun yanında olma" emrini görmezden gelenler, kendi konforunu Gazze’nin kanına tercih edenler, aslında sadece Filistin’i değil, kendi izzetlerini de kaybediyorlar.   İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği’nin toplanıp bir araya gelerek İsrail Yahudi Terör Örgütü’nü kınamaktan öteye geçmeyen acınak durumları ne zaman son bulacak?   Müslüman halklar da sorumluluktan kaçamaz. “Biz ne yapabiliriz?” bahanesi, bir zilletin ifadesinden başka bir şey değildir. Bir millet, boykot eder, sesini yükseltir, meydanlara iner, zalimi ifşa eder. Ama ümmet, televizyon karşısında ah vah edip sonra rahat yatağında uyumayı tercih ediyor. İşte bu uyuşmuşluk, İsrail’in en büyük silahıdır.   Unutmayalım ki, Gazze sadece Filistinlilerin meselesi değildir; bu ümmetin onuru, bu ümmetin namusu, bu ümmetin sınavıdır. Eğer bizler bu zulme karşı sesimizi yükseltmez, boykot etmez, birlik olmazsak, yarın aynı zulüm bizim kapımızı çaldığında kim bize sahip çıkacak?   Gazze’de oluk oluk kan akarken, Müslümanların suskunluğu yalnızca utançtır. Bu sadece Filistin’in değil, ümmetin imtihanıdır. Eğer bugün zalime dur diyemezsek, yarın bu ateş bizim evimizi de yakacak.   Ey Müslümanlar! Uyanın artık! Gazze’de oluk oluk akan kan, yarın bizim çocuklarımızın damarlarından da akabilir. Suskunluğumuz zalimi cesaretlendirmekte, mazlumu ise yalnız bırakmaktadır. Artık dua ile yetinmek değil, fiili bir duruş sergilemek zorundayız.   Gazze kan gölüne dönerken uyuyan bir ümmet, nasıl “Allah’ın yeryüzündeki şahidi” olabilir?  
Ekleme Tarihi: 19 Eylül 2025 -Cuma
Murat MARAP

GAZZE KAN GÖLÜ... SESSİZ OLUN! MÜSLÜMANLAR UYUYOR

Gazze bugün kan gölüne dönmüş durumda. Çocukların çığlıkları gökyüzüne yükseliyor, anneler evlatlarını toprağa veriyor, babalar çaresizlik içinde başını ellerinin arasına alıyor. Bir avuç masum insan, dünyanın gözü önünde sistemli bir şekilde katlediliyor. Bombalar çocukların üzerine yağıyor, masumların kanı sokaklarda akıyor. Ama asıl utanç, bu manzarayı sadece kınama mesajlarıyla geçiştiren, milyonlarca nüfusa, trilyonlarca dolara, devasa ordulara sahip Müslüman ülkelerin acziyetidir. Dünya ise bu vahşeti seyretmekle yetiniyor. Peki, Müslümanlar ne yapıyor? Koca bir ümmet, yüzlerce milyon insan, milyarlarca servet ve yüzlerce devlet... Ama ortada koca bir sessizlik var.

 

Her fırsatta ümmetten, kardeşlikten, mazlumun yanında olmaktan bahseden yöneticiler, iş fiiliyata gelince sessizliği seçiyor. Ümmetin kalbi Gazze’de atması gerekirken, ne yazık ki Müslüman coğrafya derin bir uykuya dalmış durumda. Camilerimiz dolup taşsa da, dudaklarımızdan dualar eksilmese de, eylemsiz bir iman, mazluma merhem olamıyor. Sözde “birlik ve beraberlik” nutukları atan devletler, kendi menfaatlerini Filistin’in feryadından üstün tutuyor. Kimi ülkeler Batı’nın uşağı olmuş, kimi petrol servetini Batılı bankalarda saklıyor, kimi ise sessizliğiyle zalimin suç ortağı haline geliyor.

 

Bugün İslam coğrafyasının büyük kısmı, İsrail’in işgaline ve katliamlarına dolaylı destek sunuyor. Hava sahalarını açanlar, limanlarını kullandıranlar, ticareti sürdürenler, aslında zalimin suçuna ortak oluyor. Bu suskunluk, bu teslimiyet, bu korkaklık ümmetin geleceğini karartıyor.

 

Bugün Gazze kan ağlarken, Müslümanların suskunluğu tarih boyunca ümmetin alnına kara bir leke olarak yazılacaktır. Allah’ın kitabında defalarca vurguladığı "mazlumun yanında olma" emrini görmezden gelenler, kendi konforunu Gazze’nin kanına tercih edenler, aslında sadece Filistin’i değil, kendi izzetlerini de kaybediyorlar.

 

İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği’nin toplanıp bir araya gelerek İsrail Yahudi Terör Örgütü’nü kınamaktan öteye geçmeyen acınak durumları ne zaman son bulacak?

 

Müslüman halklar da sorumluluktan kaçamaz. “Biz ne yapabiliriz?” bahanesi, bir zilletin ifadesinden başka bir şey değildir. Bir millet, boykot eder, sesini yükseltir, meydanlara iner, zalimi ifşa eder. Ama ümmet, televizyon karşısında ah vah edip sonra rahat yatağında uyumayı tercih ediyor. İşte bu uyuşmuşluk, İsrail’in en büyük silahıdır.

 

Unutmayalım ki, Gazze sadece Filistinlilerin meselesi değildir; bu ümmetin onuru, bu ümmetin namusu, bu ümmetin sınavıdır. Eğer bizler bu zulme karşı sesimizi yükseltmez, boykot etmez, birlik olmazsak, yarın aynı zulüm bizim kapımızı çaldığında kim bize sahip çıkacak?

 

Gazze’de oluk oluk kan akarken, Müslümanların suskunluğu yalnızca utançtır. Bu sadece Filistin’in değil, ümmetin imtihanıdır. Eğer bugün zalime dur diyemezsek, yarın bu ateş bizim evimizi de yakacak.

 

Ey Müslümanlar! Uyanın artık! Gazze’de oluk oluk akan kan, yarın bizim çocuklarımızın damarlarından da akabilir. Suskunluğumuz zalimi cesaretlendirmekte, mazlumu ise yalnız bırakmaktadır. Artık dua ile yetinmek değil, fiili bir duruş sergilemek zorundayız.

 

Gazze kan gölüne dönerken uyuyan bir ümmet, nasıl “Allah’ın yeryüzündeki şahidi” olabilir?

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 24saathaber.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi