Samsun trafiği ile ilgili defalarca yazılar yazdık. Kimi yazıda durum tespiti yaptık, kimisinde eleştiri yaptık, kimisinde de önerilerimiz olmuştu. Her yazımızda mutlaka, “Doğu ve Batı Çevre Yolu ivedi bir şekilde yapılmalıdır.” diye de dikkat çekmiştik. Yine ve altını çizerek yazıyoruz. Doğu ve Batı Çevre Yolu çok acil bir şekilde yapılmalıdır. Bunun yanında trafiğin akışını sağlamak için küçük  çalışmalar yapılmakta ve yapılmaya devam edilmelidir. Bu manada en çok eleştirilen bölge olan liman kavşağı yeniden düzenlendi. Görünüşe göre daha işlevsel bir kavşak olmuş. Bunu çalışıp planlayanları ve uygulayanları tebrik ediyoruz. Atatürk Bulvarı üzerinde Atakum istikametinden Canik istikametine giderken Baruthane ve Kalkanca’ya çıkan yolu Kenan Şara köprüsünün altından bir yerden ya da üstünden alt ya da üst geçit ile sağa giriş şeklinde düzenlenirse yukarı çıkanlara büyük rahatlama sağlayacaktır. Samsunlular olarak kırmızı ışıkta geçme riski ile karşı karşıyayız. Neden mi? Çünkü sarı ışık çok kısa yanıyor. Belli bir oranda hızla kavşağa yaklaşıyoruz on metre kala sarı yanıyor, ani fren ile dursak arkadan gelen çarpabilir. Devam etsek kırmızıya yakalanıyoruz. Yani bu konuda çok sıkıntımız var. Ya sarı ışığın süresi uzatılmalı ya da eskiden olduğu gibi yeşil ve kırmızı ışık yanacak diye sarı ışıkta uyarı verilmeli. Atatürk bulvarında sabah ve akşam saatlerinde sıkışıklık olsa da genelde trafiğin akışı fena değil fakat her hangi bir kavşaktan içeri dönünce çok yoğun bir trafik ile karşılaşıyoruz. Bu da şehri yönetenlerin zamanında araç sayısını iyi öngöremeyip yolların yetersiz planlanmasından dolayı oluşan bir sıkışıklık. Türkiye ilk defa trafik cezalarını caydırıcı bir seviyeye getirdi diyebiliriz. Tabii ki bazıları için trafik cezaları oranı çok yüksek bulunup “İpin ucu kaçırıldı.” diye tepki de gösterildi. Biz de bazı ceza oranlarını abartılı bulduk. Bayram önü kontrolleri artırıp sonrasında cezaları bir anda bu kadar yükseltmek, “Bütçeye katkı sağlasın diye yapıldı!” diye düşünenleri haklı çıkarıyor diyebiliriz. Bir haber okudum şayet doğru ise bayram dönüşü Samsun-İstanbul arasında 64 radar kuruluymuş. Samsun’da EDS, 1 Temmuz itibariyle hız kontrolü, hatalı park takibi ve kırmızı ışık ihlali için uygulamaya giriyormuş. Hayırlısı olsun bakalım. Benim merak ettiğim bir konu var, alkollü araç kullanım oranlarında bizdeki tölerans niye bu kadar yüksek. Dünyada ülkelerin çoğunluğu alkollü araç kullanımında 0 tolerans uygularken biz neden en yüksek oran olan 0.50 Promili uyguluyoruz? ABD’de eyaletlere göre değişiyor fakat 0.08 ile 0.05 arası. Rusya 0.03 civarı ve İngiltere 0.08 iken bizde dünyadaki kabul edilebilir en yükse oran olan 0.50 promil alkol ile araç kullanılabilmeyi kim ya da kimler talep etti ve bu orana kim karar verdi merak ediyoruz. Şehirlerarası yollarda ve bölünmüş yollarda hız sınırlamasında dengesizlikler olduğunu daha önce de yazmıştık. Bu bayramda sosyal medyada eleştirel çok video paylaşıldı, hepsi de haklı itirazlar barındırıyordu fakat birisi çok ilginçti. Bir vatandaş, “Öndeki araç küçük araç hızı bir anda 90-70-50- ve 30’a düşebiliyor ama benim aracım ağır tonajlı. 30 ton yük taşıyorum. Ben öyle hemen duramıyorum. Bu bayramda yapılan kazalar araştırılsın büyük çoğunluğu arkadan çarpma şeklinde olmuştur…” diyor. Medeni insanlar trafikte tahammüllü olur, karşısındakine hoşgörü gösterir, empati kurar ve yayaya öncelik tanır. Ve fakat yayalarda aynı şekilde anlayışlı olmalı, iyi niyeti suiistimal etmemelidir. Trafik bir kültür meselesidir. Bazı şeyle zamanla oturacak. Biraz sabır, biraz hoşgörü işimizi kolaylaştırır.