İlk yazımızda İbrahim Kalkanı Planı projesinin kuruluş amacını ve maddelerini konu edinmiştik. Bu yazımızda ise İbrahim Kalkanı Planı'nın Orta Doğu coğrafyasının nasıl şekillendirileceğinin oluşumu ele alacağız. İlk yazımızda belirttiğim gibi İbrahim Kalkanı Planı, "İsrail'i koruyup, kollamak ve İsrail'in kendi varlığını devam ettirmek için yanına aldığı kukla devlet başkanları ile Ortadoğu coğrafyasında hem varlığını devam ettirmek hem de Arz-u Mevud yani Vaad Edilmiş Topraklar davasını genişletmek" olduğunu belirtmiştim. Siyonist yahudilerin en önemli hedefi, kendi inanışlarına göre tanrının Kenan Diyarı dediğimiz Filistin'i ve Nil Nehri'nden Fırat Nehri'ne kadar olan bölgeyi kendilerine tahsis ettiği inanışına sahip oldukları için Arz-u Mevud yani Vaad Edilmiş Toprakları ele geçirmek ve topraklar üzerinde ise Büyük İsrail Devleti'ni kurmak. Ne yazık ki bu İbrahim Kalkanı Planı'na bazı İslam ülkeleri de dahil olmuş ve İsrail ve ABD'den yana saf tutmuşlarıdır. Özellikle İsrail, İran'ı yenemeyeceğini anladığı için de olsa gerek yanına ABD gibi güçlü bir devleti de alarak hem ekonomik hem de silah açısından kendini güçlendirmek isteyecektir. İsrail, ABD dahil olmak üzere anlaşma yaptığı diğer İslam ülkeleri ile hem İran'dan hem de kendine düşman gördüğü diğer ülkelerden kendini korumaya çalışacaktır. Yakın zamanda da görülecektir ki, ABD ve İsrail'in baskısıyla İbrahim Kalkanı Planı'na çeşitli İslam ülkeleri de dahil olacaktır. 7 Ekim Aksa Tufan'ından sonra yapılan İbrahim Kalkanı Planı ile kendini korumaya çalışan İsrail aslında bakılırsa bulunduğu coğrafyada tedavisi mümkün olmayan bir virüslü yara gibi duruyor. Bir önceki yazımızda İbrahim Kalkanı Planı'nın maddelerini yazmıştık. Şimdi bu maddelerin açılımlarına bakalım.   İsrail'in güvenliğini sağlayacak yeni bir bölgesel düzen yaratmayı amaçlayan İbrahim Kalkanı Planı   - Gazze'deki cephenin kapatılması, tüm rehinelerin iade edilmesi, Gazze'de teknokrat bir geçiş hükümetinin kurulması ve bölgesel olarak Hamas'ın etkisizleştirilmesi.   İsrail Devleti, Gazze'de zaferini ve Hamas'ın askeri gücünün yenilgisini ilan edecek.   İsrail, kapsamlı bir ateşkesi teşvik edecek ve tüm rehinelerin, ölü veya diri, iade edilmesi karşılığında İsrail ordusunun Gazze'den çekilmesini taahhüt edecektir.   İsrail, Hamas'ın yeniden canlanmasını önlemek ve terörist yapılarını ortadan kaldırmak amacıyla gelecekte güvenlik operasyonları ve hedefli saldırılar konusunda ABD ile hareket özgürlüğü konusunda ikili bir mutabakat sağlayacak.   İsrail, Gazze'de bölgesel destekle teknokrat bir geçiş hükümeti kurmak için bölgesel ve uluslararası ortaklarıyla birlikte çalışacak ve geçiş dönemi boyunca Filistinlilere tüm sivil hizmetleri sağlayacak.   Geçiş döneminde Gazze'de kanun ve düzeni sağlamak amacıyla Arap polis güçleri görev yapacak.   Gazze'nin yeniden inşa paketi, başta Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan olmak üzere Batı ve ılımlı Arap ülkeleri tarafından yönetilecek ve finanse edilecek.   Ilımlı Arap devletleri Gazze'de 'Hamas'tan arınma' sürecine öncülük edecekler - toplumun ve eğitimin derinden deradikalizasyonu (Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan'da başarıyla uyguladıkları gibi).   Gazze Şeridi'nde nakit para kaldırılacak ("SıfırNakit") ve gelişmiş bir parasal denetim mekanizması hayata geçirilecek.   - Güney Lübnan'da 'sıfır ihlal' politikasıyla anlaşmanın uygulanması ve Lübnan Ordusunun güçlendirilmesi.   İsrail, Güney Lübnan'daki savaştaki askeri başarılarını, iyileştirmelerle 1701 sayılı karara dayalı düzenlemeyi Kuzey İsrail'de uygulamak için kullanacak. Bu çerçevede İsrail, Güney Lübnan'dan kademeli olarak çekilecek ve "Kuzey Okları" Harekatı'nın sonunu ilan edecek.   İsrail, 'sıfır ihlal' politikasına sıkı ve tutarlı bir şekilde bağlı kalacaktır - bu çerçevede İsrail ihlalleri veya provokasyonları tolere etmeyecek veya izin vermeyecektir. Anlaşmanın herhangi bir ihlali güçlü ve anında bir yanıt alacaktır.   İsrail, Lübnan ordusunu güçlendirmek, Lübnan hükümetini istikrara kavuşturmak ve Lübnan Devleti'nin İran ekseninden ayrılmasını derinleştirmek amacıyla ABD öncülüğündeki uluslararası ve bölgesel çabalara destek verecektir.   - Esad rejiminin devrilmesinin ardından: Suriye'yi istikrara kavuşturmak ve İran eksenine karşı bir 'tampon' haline getirmek için bölgesel güçlerin kullanılması   İsrail, yakın vadede Suriye'ye ait Golan Tepeleri'nin silahsızlandırılmasını uygulamaya devam edeceğini ve 1974 Kuvvetler Ayrılığı Anlaşması'na saygı gösterecek yeni, sorumlu ve istikrarlı bir hükümet kurulana veya bölgeye önemli miktarda uluslararası güç konuşlandırılana kadar tampon bölgeyi geçici olarak elinde tutacağını ilan edecektir.   İsrail, Suriye'de stratejik silahlanmayı önlemek ve Lübnan, Ürdün ve Batı Şeria'ya silah kaçakçılığını engellemek amacıyla operasyonel faaliyetlerini sürdürecek, herhangi bir gelişmeye yanıt vermek üzere tam hazırlıklı olmaya devam edecek ve sınır boyunca savunma güçlerinin konuşlandırılmasını güçlendirecektir.   İsrail, İran'ın Suriye'de yeniden yerleşmesini engellemek, Suriye ile İran ekseni arasındaki 'tamponu' derinleştirmek ve gelecekte ülkeler arasındaki ilişkilerde yeni bir döneme yol açabilecek yeni, sorumlu ve istikrarlı bir Suriye hükümetini desteklemek için ABD yönetimini ve bölgesel ortaklarını harekete geçirecektir.   Türkiye'nin Suriye'deki gelecekteki düzenin şekillendirilmesindeki merkezi rolü göz önünde bulundurulduğunda, İsrail Devleti, bölgesel istikrara yönelik ortak çıkarları desteklemek amacıyla Türkiye ile bir iletişim kanalı kuracaktır.   - 'Ilımlı Bölgesel Koalisyon'un Derinleştirilmesi: Suudi Arabistan ile hızlı bir normalleşmeye geri dönülmesi ve 'İbrahim Anlaşmaları'nın genişletilmesi   İsrail ilk önce Suudi Arabistan ile bir normalleşme düzenlemesi kuracak. Düzenleme, İsrail'in ılımlı Arap dünyasındaki sürekli entegrasyonunu teşvik edecek.   İsrail, ABD ve Batı'nın desteğiyle, İsrail, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Fas, Sudan ve diğer ılımlı ülkeler arasında Ortadoğu'da güvenlik, istihbarat ve siyasi iş birliğini düzenleyecek ılımlı bir bölgesel koalisyon olan 'İbrahim İttifakı'nın kurulmasına önayak olacak.   İsrail, Mısır ve Ürdün'ün istikrarını güçlendirmek, bölgesel terör örgütlerini, bunların finansman ve silahlandırma yöntemlerini zayıflatmak için 'İbrahim İttifakı' çerçevesinde faaliyet gösterecek.   İsrail, 'İbrahim İttifakı' bölgesini Orta Doğu'da özel bir ticaret bölgesi ve küresel bir ekonomik merkez olarak tanımlamak için çalışacak. Körfez ile Akdeniz arasında altyapı, demiryolları ve sınır ötesi yollar gibi mega projeler inşa ederken araştırma, teknoloji, bilim, çevre, turizm, ticaret, tarım ve su alanlarında bölgesel ekonomik iş birliği için anlaşmalar imzalanacak ve İsrail Devleti'ne büyük yeni pazarlar açılacak.   -İran'a karşı 'Abluka Planı' uygulanması ve nükleer faaliyetinin engellenmesi   İsrail, kaynaklarının çoğunu "ahtapotun başı"na odaklayacak; İran'ın bölgesel kaosun lideri olduğu ve çıkarının, vekillerini rehabilite etmek ve nükleer güce sahip olurken İsrail'i yıpratma savaşlarıyla boğmak olduğu anlayışıyla.   İsrail, İran'a karşı 'Abluka Planı'nı duyuracak. İran'ı bölgeden izole etmek ve "ahtapotun dokunaçlarını" kesmeyi hızlandırmak için askeri, politik, ekonomik, bölgesel ve uluslararası eylemleri ilerletecek.   İsrail, bölgedeki ve Batılı müttefiklerinden de yararlanarak, kendi güvenliği ve 'İbrahim İttifakı' ülkelerinin çıkarları için varoluşsal bir tehdit oluşturan İran'ın nükleerleşmesini engellemek için elindeki tüm varlıkları ve olanakları kullanacaktır.   - İsrail'in kapsamlı bir bölgesel anlaşmanın parçası olarak Filistinlilerden on yıl içinde kademeli, sorumlu ve güvenli bir şekilde ayrılma yolunu ilan etmesi   İsrail Devleti, şu anda bir Filistin devleti kurma imkânı bulunmadığını ilan edecek, ancak kapsamlı bir bölgesel düzenlemenin parçası olarak, on yıl içinde Filistinlilerden kademeli olarak ayrılma koşullarını oluşturmak için bölgesel ortaklar ve ABD yönetimiyle birlikte çalışmayı taahhüt edecektir .     Ayrılma koşulları:    Süreç, kapsamlı bir bölgesel düzenleme çerçevesinde ve ılımlı Arap ülkelerinin derin katılımıyla yönetilecek.   Batı Şeria ve Gazze Şeridi tamamen silahsızlandırılacak, kaçakçılık yolları da kapatılacak.   İsrail'in silahsızlanmayı sağlamak, tehditleri önlemek ve terörist altyapıyla başa çıkmak için hedefli güvenlik baskınları gerçekleştirmesi için hareket özgürlüğü. Aynı zamanda İsrail, Gazze Şeridi'ndeki veya Batı Şeria'daki toprakları tek taraflı olarak ilhak etmeyecektir.   Filistin Yönetimi, yolsuzluğun ortadan kaldırılması ve iyi yönetimin teşvik edilmesi amacıyla kapsamlı bir hükümet reformundan geçecek.   Filistin'de yeni bir liderlik kurulacak; ılımlılığa bağlı, İsrail Devleti'ni Yahudi halkının ulusal yurdu olarak tanıyan ve ayrılık sürecini destekleyen bir liderlik.   Batı Şeria ve Gazze'de Hamas'ın siyasi parti olarak temsil edilmediği, ılımlı, istikrarlı ve işleyen bir Filistin hükümet sistemi kurulacak.   Filistin Yönetimi teröristlere, tutuklulara ve ailelerine maaş ödemeyi durduracak ve terörü önleme ve terör örgütlerinin altyapısını ortadan kaldırma yönündeki çalışmalarına ilişkin tüm taahhütlerini yerine getirecektir.   Okullarda İsrail nefreti eğitimi ve devlet kurumları ile camilerde İsrail'e karşı kışkırtma eğitimleri durdurulacak ve bunun yerine hoşgörü ve bir arada yaşamayı hedefleyen eğitim programları uygulanacak.   Reformların uygulanması ve ayrılık şartlarının yerine getirilmesiyle Filistinliler, İran nüfuzunun İsrail sınırlarına sızmasını önleyecek olan 'İbrahim İttifakı'na katılacak. "Hamastan" değil, "İbrahimistan".   Bunun nedeni:   Filistinlilerden siyasi, coğrafi ve demografik olarak ayrılmak her halükarda İsrail'in açık bir çıkarıdır; buna karşılık, İsrail Devleti'nin sağlam bir Yahudi çoğunluğa sahip demokratik bir devlet olarak varlığını sürdürmesini tehdit eden "iki uluslu devlet" alternatifi vardır.   Filistinlilerden ayrılma yolunda bir bildiri, Suudi Arabistan ve 'İbrahim İttifakı' ile normalleşme anlaşması da dahil olmak üzere 'bölgesel bir paket anlaşma'nın ilerletilmesinin anahtarıdır. Bu anlaşmalar, İsrail Devleti'nin İran tehdidiyle karşı karşıya kalması durumunda, ulusal güvenliği açısından her zamankinden daha önemli varlıklardır.   'Çatışmayı yönetme' paradigması çöktü. Filistinlilerden bir kez ve herkes için ayrılmalı ve İsrail Devleti'nin güvenliğini ve karakterini korumak için kalıcı sınırlarını tanımlamalıyız.   Filistinlilerle önceki müzakereler başarısız olmuş olabilir, ancak kapsamlı bir bölgesel çözümün parçası değildi. İsrail, ılımlı Arap devletlerine hiçbir zaman öncü bir rol vermedi ve Filistinlilerle çatışmayı çözmenin bölgesel bir paket anlaşmanın yalnızca bir bileşeni olduğu kapsamlı bir bölgesel çözüme giden bir yola asla şans vermedi.   İbrahim Kalkanı Planı projesinin yukarıdaki maddelerine bakıldığı zaman. ABD ve kandırılmış ya da kukla durumuna düşürülmüş bazı İslam ülkelerinde destekleri ile İsrail bulunduğu coğrafyada varlığını idame ettirmek ve kendini de düşmanlarına karşı güçlü göstermek niyetindedir. Unutulmamalıdır ki, tuzak kuranların en hayırlısı ALLAH'tır. Çok değil önümüzde ki 5 yılın sonunda böyle giderse İsrail diye bir devletin haritadan silineceği (ALLAH bilir) de kesindir. Selam ve dua ile...